Ülkeleri Tanıyoruz: Filistin
Verimli toprakları, sahip olduğu stratejik konum ve farklı inançlar açısından taşıdığı önem sebebiyle tarih boyunca pek çok kavim, devlet ve topluluğun hakimiyet kurmak istediği başlıca bölgelerden biri de hiç şüphesiz Filistin bölgesidir. Bu yazımızda Filistin’i çeşitli özellikleriyle tanımaya çalışacağız.
Kısaca Filistin’in Tarihi
Filistin birçok peygamberin yaşamış olduğu bir beldedir. Kur’an-ı Kerim’de de bu toprakların kutsal kılındığı ifade edilmektedir. Filistin topraklarının peygamberler diyarı olması bu toprakların vahye dayanan bütün dinlerde kutsal sayılmasını ve kendisine özel bir değer verilmesini sağlamıştır. Kudüs’ün ve Filistin topraklarının İslam açısından taşıdığı değer ve kutsiyet dolayısıyla Medine’de kurulan İslam devletinin kuzeye doğru sınırlarının genişlemesiyle birlikte Müslümanlar Kenan diyarına yönelmişlerdir.
Kudüs’ün fethi ise 638’de ikinci halife Hz. Ömer (r.a.) döneminde gerçekleşmiştir. Bu fetihten sonra Kudüs ve çevresi 1099’a kadar sürekli Müslümanların hakimiyetinde kaldı. 1099’da haçlı ordularının kırk gün süren şiddetli kuşatmaları sonunda bu kutsal belde Hristiyanların eline geçti. Haçlı işgali 88 yıl sürdü. Bu işgale 1187 yılında Selahaddin-i Eyyubi son verdi. Fatımiler ve Memluklerin hakimiyetinden sonra Yavuz Sultan Selim’in 1516’da gerçekleştirdiği Mısır seferi sonucunda Filistin bölgesi, Osmanlı himayesine girdi. Bölge 1917 İngiliz işgaline kadar da Osmanlı yönetiminde kaldı.
Filistin’de Siyasi Yapı
Bugünkü Filistin topraklarının üzerindeki yönetim bir Siyonist işgal yönetimidir. Gazze ve Batı Yaka’nın bir bölümünde kurdurulan özerk yönetim ise işgal yönetimine bağlı bir yerel yönetim niteliğindedir. Filistin bölgesini ana hatlarıyla üç bölgeye ayırabiliriz. Filistin’deki bölgelerden biri Gazze diğeri Batı Şeria’dır. Gazze’nin yönetimi 1987’de Şeyh Ahmet Yasin öncülüğünde kurulan Hamas‘tadır. Batı Şeria’nın yönetimi ise Yaser Arafat öncülüğünde kurulan El-Fetihte‘dir.
Geriye kalan ve en büyük toprak parçası ise; İsrail’in Devlet olarak tanındığı yani İsrail tarafından işgal edilmiş topraklardır. Bu topraklara ise 48 toprakları denmektedir. Filistin 15 Kasım 1988’de bağımsızlığını kazanmış 29 Kasım 2012’de ise BM’de üye olmayan gözlemci devlet statüsüne haiz olmuştur. Başkenti Filistin’in başkenti bizim nezdimizde elbette Kudüs’tür. Lakin BM 29 Kasım 1947’de aldığı 181 sayılı kararla Kudüs’ün silahlardan arındırılmış, BM Vesayet Konseyi’nin himayesinde uluslararası bir statüye sahip olmasını öngörmüştür. Başlıca diğer büyük şehirleri ise, Gazze, Nablus, Eriha, Ramallah, El-Halil, Akka’dır.
Filistin’de Dini Hayat
48 içindeki topraklarda yaşayanların %82’si Yahudi, %5’i Hristiyan, %11’i Müslümandır. 1967’de işgal edilmiş olan Kudüs ve Batı Şeria bölgelerinde ise nüfusun %76’sı Müslüman, %17.5’i Yahudi, yaklaşık % 5.5’i Hristiyan, kalanı da diğer dinlere mensuptur. Müslümanların geneli Sünni ve Şafiidir. Abluka altındaki Gazze’de ise 5-6 bin civarında Yahudi bulunmaktadır, kalan nüfus Müslümandır. Genel olarak nüfusun %75’i Müslüman, %17’si Yahudi, %8’i Hristiyan’dır.
Filistin Nüfusu ve Dili
Filistinlilerin nüfusu son açıklanan rakamlara göre 4.7 milyondur. İşgal altındaki Batı Şeria ile Kudüs’te yaşayan Filistinlilerin sayısı 2 milyon 881, İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinlilerin sayısı da 1 milyon 899 bindir. Filistin bölgesinde resmi olarak Arapça, İbranice ve İngilizce konuşulmaktadır.
Filistin Ekonomisi
Filistin ekonomisi İsrail işgali sebebiyle son derece zorlu koşullara sahiptir. İsrail’in işgal ve soykırım politikaları sebebiyle Filistin, dünyada işsizlik ve yoksulluk oranının en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Filistin, 2008 yılından bu yana tek haneli ekonomik büyüme oranları yakalamış durumda. Son tahminlerine göre, gayrisafi yurtiçi hasılası 12.7 milyar dolara varan Filistin’de enflasyon yüzde 1.4 civarında. Batı Şeria’da işsizlik oranları yüzde 27 iken, Gazze’de bu rakam %43’e ulaşmış durumda. Dünya Bankası’nın yayımladığı verilerde İsrail’in abluka altına aldığı Gazze’de yoksulluk oranının %60 olduğu belirtilmişti. Uluslararası statüye tabi olan Kudüs’te ise yoksulluk sınırı %86’yı aşmış durumda.
Filistin’de Eğitim
İsrail’in siyasi şiddetine rağmen eğitim Filistinliler için önem ve öncelik açısından günlük hayatın ilk sırasında yer almaktadır. 2013 yılında Dünya Bankası’nın yaptığı bir ankete göre genç Filistinlilerin (10-24 yaş) %60’ı eğitimi hayatlarının ilk sırasına koymaktadır. Lakin işgal devletinin uygulamaları öğrencilerin eğitim imkanlarını kısıtlamaktadır. Örneğin;
Batı Şeria ve Kudüs özelinde düşünüldüğünde öğrenciler okula gidip gelirken İsrail askerleri ve İsrailli yerleşimcilerin fiziksel ve sözlü şiddetine maruz kalmaktadır.
1948 savaşından sonra Gazze yönetimsel olarak Mısır’a, Batı Şeria ise Ürdün’e bağlanmıştır. Gazze ve Batı Şeria’da bulunan okulları üç farklı kümede toplamak mümkündür: Devlet okulları, UNRWA (BM Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı) okulları ve özel okullar. Lakin İsrail Filistinliler’in karşısına (okul kapatma gibi) sürekli engeller çıkarmıştır. Eğitime yönelik müdahalelere cevap olarak Filistinli aileler, çocuklarının kayıplarını minimum düzeye çekmek için evlerde ve camilerde öğretmenler, ebeveynler ve üniversite öğrencileri tarafından desteklenen “evde eğitim” sistemini başlatmıştır. Fakat İsrail, bu konuyu güvenlik sorunu haline getirmiş ve Ağustos 1988’de okul dışında eğitimin suç olduğunu açıklamıştır. Bu eğitimlerin verildiği yerlere ise baskınlar düzenlenmiş; buralardaki öğretmen ve öğrenciler tutuklayıp, ağır para ve hapis cezalarına çarptırmıştır.
Üniversiteler ise 1970’li yıllarda kurulmaya başlanmıştır. Üniversite eğitimindeki asıl gelişme 1994 yılında Oslo’da imzalanan anlaşmalardan sonra olmuştur. Yükseköğretime ilişkin olarak üç farklı enstitü tipi vardır: Resmi enstitüler, Halk enstitüleri (STK tarafından kurulan enstitüler) ve Özel enstitüler. Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da bugün toplam 49 yükseköğretim enstitüsü vardır. 221.000 öğrencinin kayıtlı olduğu bu enstitülerde yaş ortalaması 18-24 arasındadır. Bu yükseköğretim enstitülerinin 11’i devlet, 17’si halk, 17’si özel, 4’ü ise UNRWA tarafından kurulmuştur.
Filistin Mutfağı
Filistin mutfağı, Filistin bölgesindeki Araplara özgün olan ya da Araplar tarafından sıkça yenilen yemeklerden oluşur. Özellikle Emevi fethiyle başlayan, sonra Farslardan etkilenmiş olan Abbasiler ve onun ardından Osmanlı kültürü ile gelen Türk mutfağının etkisi Filistin’de halen varlığını korumaktadır. Pek tabi Filistin lezzetleri, yerleşim birimine göre farklılıklar göstermektedir.
Celile’de yemekler genellikle meze tabakları ve dövülmüş kıymadan yapılmış lezzetli köftelerden oluşur. Batı Şeria ise kurak bedevi kültüründen etkilenmiştir. Yemekler genellikle doyurucu güveçler ve tabon denilen bazlamalardan oluşur. Gazze’de ise dereotu, acı biber ve sarımsakla dolu tabaklar sunulur. Gazze’nin yemekleri de politik iklimi gibi yoğun ve acıdır. En önemli yemeklerinden bazıları şunlardır: Maklube, Humus, Patlıcan ve Beyaz Peynir Köftesi, Etsiz Nohut Köftesi (Felafil), Fettuş, Tabbule, Kudüs simidi.
Rota Dışı Bilgiler
• Filistin’e gitmek için İsrail büyükelçiliğinden vize almak gerekmektedir.
• İsrail’in ablukasından ötürü Gazze bölgesine giriş çıkış tamamen yasaktır.
• Filistin’de Hamas ve El-Fetih olmak üzere çift başlı yönetim vardır.
• Filistinlilerin en önemli sembolü Hanzala’dır.
• Bölgede sürekli sıcak gelişmeler olduğundan seyahat planı bölgenin gündemi takip edilerek yapılmalıdır.
• Genellikle barış ve kardeşliğin sembolü olarak kullanılan zeytin, Filistinlilerin en önemli geçim kaynaklarından biridir.
• 1948 ve 1967 savaşlarının neticesinde yaklaşık 7 milyon Filistinli mülteci konumundadır.
• Filistinli Mülteciler İsrail’in hukuksuz politikalarından dolayı 72 yıldır topraklarına dönememektedir.
•Dünya üzerindeki en fazla mülteci nüfusu Filistinlilere aittir.
Tebrikler çok ince ve Düşüncelerle Özetlemişsiniz.