Haberler

Ümmetin Suskunluğunu Allah’a Şikayet Eden Adam: Şeyh Ahmet Yasin

Bir an yerinde duramadan cihat için heyecanla mücadele edecek kadar dirayetli, bırakın savaşçı onuruyla ölelim diyerek ileri atılacak kadar cesur, ümmetin suskunluğunu Allah’a şikayet edecek kadar hüzünlü ve kırgın bir hayat var karşınızda. Şeyh Ahmet Yasin

“Ancak dini, dünyayı ve ahireti kuşatacak bir ilimle zafer elde edebiliriz.” Ahmet Yasin, bu sözü evvela şahsiyetine nakşedip ardından gençlere tavsiye edecek kadar erdemli bir hayat yaşadı.

Șimdi gelin, onun bu izzetli hayatına yakından bakalım.

Ahmet İsmail Yasin,1938’de Filistin’in Aşkelon şehrine yakın Cura köyünde dünyaya geldi. Babası 3 yaşındayken vefat etmişti. Annesi ve aile büyüklerinin terbiyesi ile yetişti. 1948 yılında israilin birçok yeri işgal etmesi -Nekbe- sürecinde henüz 10 yaşlarındaydı, mülteciliği bu zamanlarda deneyimledi. O ve onun gibi binlerce aile, köyünü terk etmek durumunda kaldı. Ahmet Yasin ve ailesi Gazze’ye yerleştiler. 1952 yılında Gazze şehrindeki İmam Şafi okulunda ilköğrenimini tamamladı. Aynı yıl içerisinde arkadaşlarıyla bir aradayken kafası üzerine düşerek boyun kemiğini kırdı ve bu yüzden bütün vücudu felç geçirdi. Sonrasında er Rihail Ortaokulu’nda ortaöğrenimini tamamladı. Lise öğrenimini ise 1958 yılında Filistin Lisesi’nde nihayete erdirdi. 

Şeyh Yasin gerek bu döneminde gerekse bundan sonraki döneminde birçok önemli olaya şahit oldu. Bütün bu olayların kendisi üzerinde kıymetli etkileri oldu. 

Lise eğitiminden sonra bazı ilim insanlarından özel ilim tahsil etti. Bunun yansıra özel çalışmalarıyla da kendini çok iyi yetiştirdi. Çevresinde zeki ve çok kültürlü biri olarak tanınırdı. Özel öğrenimini tamamlamasının ardından öğretmen olarak görev aldı. 1967 yılında Filistin’in tamamının siyonistlerin işgalinin artmasıyla insanlar çevrelerinde örnekler aradı. Şeyh Ahmet Yasin de insanların şuurlandırılmasında, örnek alınmasında büyük rol oynadı. Gazze’de İslam Üniversitesi’nin kurulmasında öncü olduktan sonra iyice tanınmaya başladı. Filistin’in her tarafında Şeyh Ahmet Yasin’in ismi duyulmaya başladı. Bu durum işgal yönetimini son derece rahatsız ediyordu. Bu yüzden onu defalarca polis merkezine çağırdılar. 

“Yolumuz zorluklarla doludur. Sabır ve fedakârlıklar gerekecektir. Ancak gelecek bizimdir inşallah. Bunun olması kaçınılmazdır zira Allah asla vaadinden dönmez.”

Bu sözü ile zorlu yolun yolcusu olduğunu hatırlattı bizlere. Zira zorlu yolda olduğunu bilmek evvela çeşitli fedakârlıkların yapılacağının bilincinde olmayı gerektirir. Sabır ile Rabbine sığınmak bu yolun en güzel azığı olacaktır.

kudüs

Ahmet Yasin 8 Aralık 1987 tarihinde başlayan İntifada’nın öncüsü durumundaki İslami Direniş Hareketi’nin yani HAMAS’ın kurucusudur. HAMAS’ın kökeni Müslüman Kardeşler topluluğuna dayanır. Ahmet Yasin’de bu topluluğun Filistin kanadının bir mensubuydu. Ancak 1987 ye gelindiğinde işgale karşı fiili mücadeleyi organize edecek bir direniş örgütüne ihtiyaç duyulduğu görüldü. Müslüman kardeşlerin genel idaresiyle de istişare edilerek böyle bir teşkilat kurulması kararlaştırıldı. Ardından Ahmet Yasin öncülüğünde Filistin Direniş Harekâtı yani HAMAS ortaya çıktı. (HAMAS ilk olarak ismini 1987 tarihinde duyurdu ve İntifadayı yönlendirme ile tanınmış oldu.) Ahmet Yasin tüm hayatı boyunca bu teşkilatın manevi lideri olarak bilindi.

Tavizler vermektense hapiste kalmayı tercih ederim.

O, hayatını düşmanın elinde bir tutsak gibi yaşamaktansa cihadı tercih etti. Bu uğurda nice fedakârlıklarla hayatını sürdürmüş birisiydi.

Gençlik yıllarında Mısır’da İhvan düşüncesini benimseyen Ahmet Yasin, öğretmenlik ve hatiplik kariyeri sırasında Mısır istihbaratının dikkatini çekti. 1965’te İslami faaliyetleri nedeniyle tutuklanan Yasin, serbest bırakıldıktan sonra tekrar aynı faaliyetlerini sürdürdü. Arapça kullanmadaki üstün yeteneği ve hitabeti ile dikkat çekiyordu. 

1978’de dernek kurarak İslami çalışmalarını resmileştirdi. 1983’te İslami faaliyetleri nedeniyle yeniden tutuklandı. Tutuklanmanın temel sebebi İzzeddin el kassam birliklerinin kurulmasına öncülük etmesiydi. 1987’de 1. İntifadanın başlamasıyla birlikte HAMAS’ın ismini İslami Direniş Örgütü‘ ne döndürdü. 1989’da tekrar tutuklandı. 

Ahmet Yasin, göstermiş olduğu bu mücadele sebebiyle birçok kez suikasta uğradı ve 2004 yılında israilin füze saldırısıyla şehit edildi. Kendisini birçoğumuz ümmetin Gazze’ye olan sessizliği ile hafızalara kazınan meşhur mektubu ile tanıyoruz. Yazımıza son vermeden evvel bu örnek şahsiyetin mektubunda yer verdiği şu sözler ile noktalayalım. Bu sözleri tefekkür etmeyi de unutmayalım lütfen.

Allah’ım ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum! Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak: Bizler direndik, ileri atıldık ve kaçmadık. Bizden teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin. Çünkü biz bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim. Allah’ım ümmetimizin bize yardım edip düşmanı yenmedeki aczini sana şikâyet ediyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu