HaberlerRöportaj

İslami Çerçeveden Uzaylılar ve Dünya Dışı Yaşam

Uzaylı diye bir şey var mıdır, diğer gezegenlerde de bizim gibi veya bizden farklı canlılar yaşıyor mu, Kur’an uzaylılardan bahseder mi? Bu sorular hiç de yabancı gelmiyor dediğinizi duyar gibiyim. Şimdiye kadar çeşitli sitelerde “Gökyüzünde bir UFO görüldü.” ,”Uzaylılar dünyaya gelmiş olabilir mi?” gibi başlıklarından oluşan birçok yazı görmüş veya okumuşsunuzdur.

Peki, İslam bu konuda ne der, gelin haberimize daha doğrusu Dr. Shabir ile gerçekleştirilmiş ilginç diyaloğumuza birlikte bakalım.

Uzaylıların ve dünya dışında yaşamın var olup olmadığı hakkında bir korku var hatta belki de bu varlıklar ve evrenleri, insanlardan ve dünyadan daha gelişmiş.

Dr. Shabir: Eğer dünya dışında varlıklar olsaydı ve seyahat ederek dünyaya gelebilseydiler, internet sitelerinde yayınlanan komplo teorilerini okumazdık. Uzaylılarla ilişkiler kurmuş olurduk fakat şu anda böyle bir durum söz konusu değil. Kısacası bu tür varlıkların insanlık tarihi boyunca dünyayı ziyaret ettiğine dair bir kanıt yok. Bununla birlikte onların var olabilecekleri ihtimalini de bir kenarda tutmalıyız.

Acaba Kur’an’da insan dışında başka varlıkların da olduğundan bahsediliyor mu?

Dr. Shabir: Kur’an-ı Kerim’in ilk suresi “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun” der. Burada çoğul olarak kullanılan el-Âlemin kelimesi evrenler için kullanılır. Bu da Kur’an’ın farklı âlemlere işaret ettiğini gösterir.

Yani birçok evren olabilir. Kur’an tefsirlerinde ise etrafımızda hatta kendi bedenimizde işleyen birçok sistem olduğu için çoğul olarak evrenler kelimesi kullanılır, denilir.

Bizim bildiğimiz İnsanlar âlemi, bitkiler âlemi, bir başka yaratılmış topluluk olan cinler âlemi, melekler âlemi var. Fakat bunlar dışında başka türde de yaratılmışlar uzaylılar olabilir.

Kur’an-ı Kerim’in 74. Suresinde “Rabb’inin ordularını, askeri erkânını kendisinden başkası bilmez.” cümlesi geçer.

Şura suresi 29. ayet ise şöyle der: “Gökleri ve yeri yaratması ve canlıları (yaratıp) oralarda yayması O’nun (sonsuz kudretinin) alametlerindendir. O, dilediği zaman onları (tekrar) toplamaya da kadirdir.

Peki bu, insanın Allah indinde özel olduğu düşüncesini sarsmaz mı? Çünkü Kur’an’a baktığınızda diğer gezegen ve varlıklara değil, insanlara ve dünyaya çok daha fazla vurgu var.

Dr. Shabir: Eğer bu basit anlayışı benimseseydik, nesiller boyunca insanların sahip olabileceği tek düşünce biçimi bu olurdu. Geçmiş nesiller belirli sınırlar içerisinde yorumlamalar yapabildi. Fakat bugün gözlemlerimiz ve deneyimlerimiz arttığı için farklı şekillerde düşünme imkânına sahibiz.

Kur’an, Allah’ın insanları en güzel şekilde yarattığını söyler, ancak bu sadece insanların en iyi en güzel şekilde yaratıldığı anlamına gelmez.

Geçmişte insanlar sadece insanoğlunun böyle olduğunu düşünmüş olabilir çünkü bildikleri diğer tüm varlıklar insandan daha aşağı düzeydeydi. Fakat bugün bizim gibi başka varlıkların da evrenin başka yerlerinde var olma ihtimalinin olduğunu görebiliyoruz.

Fakat muhtemelen onlar Kur’an’ ve Peygamber Muhammed’in (sav) öğretilerinden önce yaşamış ve onlara erişme imkânı bulamamışlardı.

Dr. Shabir: Bunu derinlemesine düşünmemize yardımcı olacak bazı temel Kurani ilkeler vardır. Temel ilkelerden biri, Allah’ın yarattıklarını rehbersiz bırakmaması yani tekrar tekrar elçiler göndermesidir. Allah her kavme kendi cinsinden elçiler, kendi topluluklarından insanlar gönderir ki onlarla muhatap olabilsin, iletişim kurabilsin, onlara yol gösterip yardımcı olabilsin.

Hangi dil konuşulursa konuşulsun, insanların fikirlerini paylaşabilecekleri araçlar ne olursa olsun bunların hepsi tüm çeşitliliğiyle Allahu Teâlâ’nındır. O sadece bir dili konuşmaktan münezzehtir. Ve Allah bu dilleri, araçları bizim kullanımımıza sunmuştur.

Star Wars filmlerinde zihin yoluyla iletişim kurulduğunu görürüz. Aslında bu sadece filmde tasvir edilen bir şey ama düşündüğümüzde saçma bir fikir değil. Allahu Teâlâ vahiylerini bir zihinsel iletişim aracılığıyla peygamberlere göndermiş olması mümkündür. Bu durumda, zihin iletişiminin gerçekleşmesi için belirli bir dile ihtiyacımız yok diyebiliriz.

Allahu Teâlâ yarattığı evrenin/evrenlerin her yerindeki varlıklarla bizim “dil” diye isimlendirdiğimiz aracı kullanmadan konuşabilir.

Vaktinizi ayırdığınız için sağ olun Dr. Shabir.

Dr. Shabir: Rica ederim.

Kaynak
aboutislam.net

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu