24 Eylül Güney Afrika Miras Günü
Bu haberimizin konusu üç başkentiyle dünyanın en dikkat çekici ülkelerinden biri olan Güney Afrika’dan. Güney Afrika etnik yapısı, kültürel zenginliği, iklimi, vahşi doğası ve pek çok belgesele konu olmasıyla meşhur bir ülke. Eğer dünyayı hasta yatağında ölmek üzere olan bir insan, evlatlarını da yeryüzündeki ülkeler olarak hayal etseydik en çok mirası Güney Afrika almış derdik. Filleri, zürafaları, tropikal ormanları, safari düzlükleri ile kıskanılası bir ülke olan Güney Afrika’da tabiri caizse yok yok.
Shaka Miras Günü
Miras, kıskançlık demişken çok dağılmadan biz haberimizin konusu olan gerçek Miras Günü’nden bahsedelim. 24 Eylül Miras Günü, Güney Afrika nüfusunu oluşturan birçok kültürün kültürel mirasını, ananelerini hatırlamak üzere kutlanan resmi bir gündür. Shaka Miras Günü, Güney Afrika’nın Zulu klanlarını tek bir kolda birleştiren Zulu Kralı Shaka’nın anısına kutlanır. İnsanlar her yıl Kral Shaka’yı manen yaşatmak niyetiyle ayrıca onun milleti için yaptığı iyi işler ve samimi çabalarına karşılık bir minnet göstergesi olarak bugünü kutlama günü kabul ederler.
Güney Afrika Müslüman Ağı (SAMNET) başkanı Dr Faisal Suliman “Miras Günü’nde Güney Afrikalılar diğer kültürlerle etkileşime girer ve onlar hakkında bilgi edinir. Entegre olmuş bir toplum olarak geldiğimiz noktayı, geçirdiğimiz dönüşümü yansıtır.” sözüyle bugünün önemini bize özetliyor. Zaten şöyle bir nüfus profiline bakacak olursak; 2011 rakamlarına göre vatandaşlarının %80’i etnik kökenli Afrikalılardan oluşurken %9’u resmi statüye sahip farklı Afrika dillerini konuşan çeşitli etnik gruplardan oluşur. Kalan nüfus, Avrupa ve Asya topluluklarından meydana gelir. İlave olarak tam 11 dili resmi dil olarak tanımaları renkli bir çok kültürlülüğün kanıtı değil de nedir?
Bu yılın 24 Eylül’ünde Müslüman kültürünü tanıtmak isteyen Güney Afrikalılar tam 44 camiyi organize etmişler. Miras Günü’nün temasına uygun olarak, İslam’ın merak edilenlerini, İslami kuralların ardındaki sebepleri açığa kavuşturmak üzere Ulusal Cami Günü konseptiyle bu özel günü adeta birleştirmişler. Böylece, Müslümanlar için caminin ne ifade ettiğinden tutun da, kadınların neden başörtüsü taktığına kadar Müslüman olmayan her insanın anlamını sorguladığı konuları açığa kavuşturan çok güzel bir ortam oluşmuş. Tanışma-selamlaşma ile başlayan program, cami turu, dua ve abdestin açıklanması, Müslümanlar hakkında özgürce konuşma şeklinde devam etmiş.
2018 yılında Ulusal Cami Günü yaklaşık 800 kişinin katılım sağladığı 20 camide gerçekleşirken bu sayı iki yıl içinde iki katına çıkmış. Böylesi bir ilgi Güney Afrika toplumunun İslamiyet’e olan ilgisini gözler önüne seriyor. Programın gerçekçiliği, herkese yönelik ve barışçıl oluşu gibi şeyler ilginin açıklayıcısı olabilir elbette. Ama ne olursa olsun geçmişe kıyasla git gide birbirimize yabancılaştığımız şu zamanda ötekileştirmeden anlamanın, dinlemenin, hoş görmenin, saygı göstermenin kıymetini bize hatırlatan çok güzel bir organizasyon olmuş.
Güney Afrika’da İslam
Son olarak İslamiyet bu topraklara nasıl geldi sorusuna cevaben:
İslam, Güney Afrika’da üç dalga şeklinde ilerlemiş. İlk aşama, 1652’den 1800’lerin ortalarına kadar Afrika ve Endonezya takım adalarından gelen köleler, siyasi mahkûm ve sürgünlerin gönülsüz göçünün bir parçası olarak İslamiyet’i bu coğrafyaya tanıtmış.
İkinci aşama, İngiliz işgali sırasında 1860 ve 1911 yılları arasında şeker kamışı tarlalarında çalışmak üzere bölgeye getirilen Güney Asyalı işçilerle tamamlanmış. Üçüncü aşama Apartheid rejimiyle (uzun yıllar boyunca beyaz ırkın yönetiminde olan Güney Afrika’da siyahilere ve diğer beyaz olmayan etnik gruplara karşı uygulanan ayrımcılık) Güney Afrika kıyılarına ulaşan Müslümanlarla tamamlanmış. Ayrıca, Hindistan ve Pakistan’dan ekonomik kaygılarla gelen göçmenler de İslamiyet’in yayılmasına katkıda bulunmuş.
