HaberlerFilistin

El-Aksa Şehitleri Hastanesinden: Vazgeçmek Bir Seçenek Değil!

Filistin, gerçek bir direnişin adı. Öyle ki en acılı anlarda gösterilen sabır, metanet, dirayet bizlere Filistin ve dünya hakkında çok şey söylüyor. Bu haberimizde yeni mezun olmuş genç doktorların El-Aksa Şehitleri Hastanesi’ndeki hikayelerine kulak vereceğiz.

Abdelrahman Abu Shawish, Gazze’deki  Ezher Üniversitesi, Tıp fakültesinden mezun olduktan hemen sonra hastaları için kritik kararlar almayı beklemiyordu. Ailesiyle birlikte Nuseyrat mülteci kampında yaşayan 25 yaşındaki genç, 10 Ekim’de Mescid-i Aksa Şehitleri Hastanesi’nin cerrahi bölümünde gönüllü olarak çalışmaya başladı. Al-Jazeera’ ye verdiği röportajda: “Mayıs 2021’deki savaşta gördüğüm yaralanmalarla hemen hemen aynı görünüyorlardı. Fakat bu sefer, değişen derecelerde yanıklardan ampute uzuvlara, derin kesiklere ve farklı şarapnel türlerine kadar pek çok durumla karşılaştım.” dedi.  

Merkezi Deir el-Balah kasabasına hizmet vermesi planlanan hastane, Gazze ve Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerin tamamen yıkılması nedeniyle Gazze Şeridi’nin ana tedavi tesisi haline geldi. 

Abu Shawish, “Çok sınırlı sayıda tıbbi malzememiz var. İsrail saldırısı sonucu onlarca yaralı hastaneye geldiğinde çoğu zaman hepsini hemen tedavi edemiyoruz, çünkü elimizde yeterli alet olmadığından aletlerimizi sterilize etmemiz gerekiyor.” dedi. Tıbbi malzeme eksikliği doktorların hastalarını hayatta tutmak için yapmaları gereken tedaviyi engelliyor. Bu şartlarda uygun tedavi söz konusu değil. 

Abu Shawish, “Yaralı bir kişinin vücudundaki tüm şarapnel parçalarını çıkaramayız, yalnızca hayatlarını tehdit eden parçaları çıkarabiliyoruz. Şarapnel çoklu organ yetmezliğine yol açan enfeksiyonlara neden olabileceğinden bu tehlikeli, ancak hastaların savaş bittikten sonra da tedaviye devam edebileceklerini umuyoruz.” diyerek kısıtlı şartlar altında olsa dahi pes etmeden ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını dile getirdi.  

İhtisas için Almanya’ya gitmeye hazırlanırken Almanca eğitimi alan genç doktor, kariyerine yönelik hedeflerini geride bırakmak durumunda kaldığını söyledi. “Savaştan önce büyük hayallerim vardı ama şimdi sadece benim ve ailemin hayatta kalmasını umuyorum.” dedi. 

Dinlenmek İçin Zaman Yok!

aksa sehitler hastanesi
Alaa Kassab

Muhammed Abu Salem, İsrail’in, Gazze’nin güneyindeki El-Zehra mahallesine düzenlediği bombardımanda ailesinin evi yıkıldıktan sonra 19 Ekim’de El-Aksa Şehitleri Hastanesi’nde gönüllü olarak çalışmaya başladı. O tarihten bu yana ailesini yalnızca iki kez gördü. Gazze’deki İslam Üniversitesi’nde fizyoterapi alanında uzmanlaşan henüz 25 yaşındaki Abu Salem, bu şartlar altında verdikleri mücadeleyi şu sözlerle ifade etti:

Genel olarak hastanede çalışmanın telaşlı olacağını biliyordum ama savaş sırasında hastanede çalışmak tamamen farklı bir seviyede. Yarın ne olacağını; yaşayacak mısın , ölecek misin, bilmiyorsun. Ancak vazgeçmek bir seçenek değil.

Tüm hastalar, acil servisteki ilk tedavilerinden sonra fizyoterapi bölümüne uğruyor, ardından cerrahi ünite veya pediatri bölümü gibi diğer bölümlere geçiyorlar. Abu Salem hastalara yaralarının ne durumda olduğunu, ortaya çıkabilecek komplikasyonları ve bu tür risklerden nasıl kaçınılabileceğini anlatıyor.

Acil servisteki Alaa Kassab ise, tıp eğitimini Kahire’deki Ain Shams Üniversitesi’nde tamamladı ve geçen Şubat ayında memleketi Deir el-Balah’a döndü.

“Tıpta staj yılımı bitirmek, ardından Gazze’ye geri dönmeden önce uzmanlaşarak eğitimimi tamamlamak için yurt dışına seyahat etmek gibi bir hayalim vardı. Gönüllü olduğumdan bu yana geçen iki hafta içinde gördüklerim beni doktor olma konusunda daha kararlı hale getirdi.” dedi. “Dinlenebileceğimiz bir gün bile yok” diyerek, ertesi gün öğle saatlerinden gece 03.00’e kadar çalıştığını dile getirdi.. “Yaralıların sayısı hiç azalmıyor. Bu yüzden gönüllü olmaya karar verdim, çünkü doktorların çok büyük bir baskı altında olduğunu ve durumun çok zor olduğunu biliyordum.”

“Elbette halkıma hizmet etmek için buradayım ve bundan bir an bile pişmanlık duymuyorum” diye ekledi. El- Aksa Şehitleri Hastanesi’nde günler böyle geçiyor. Genç doktorların, Filistin halkının direnişi devam etmekte. Pes etmek hiçbir zaman bir seçenek olmadı. Filistin halkının mücadelesindeki bu güçlü iradenin kaynağı şüphesiz inancımız. Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de pek çok kez dünyada karşılaştığımız, imtihan olduğumuz durumlara karşı sabırla mücadele etmemizi öğütler: 

Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. (Âl-i İmran Süresi, 200),

Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır. (Bakara Süresi, 153)

Andolsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz. (Muhammed Suresi, 31)

ayetleriyle yaşananlara baktığımızda dünyanın çarklarında nelerin döndüğünü görebiliyoruz. İmtihan dünyasında olduğumuz gerçeğini aklımızdan çıkarmadığımız müddetçe dünyada başımıza gelen olayları daha iyi değerlendirebiliyor, mücadelemizde karalı oluyor ve irademizi sabretme konusunda güçlendirebiliyoruz. Çünkü Rabbimiz sabredenlerle beraberdir.

Kaynak
Aljazeera

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu