Ramazan Söyleşileri: Kazakistan’da Ramazan
Farklı ülkelerde mübarek Ramazan ayının nasıl yaşandığını ele aldığımız Ramazan Söyleşileri serimizin bu seferki konusu: Kazakistan’da Ramazan
Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Kazakistanlı arkadaşınız, Asiya Abdulkhay. Türk Dili öğretmeniyim.
COVID-19 salgını süresince Müslümanlar dinlerini nasıl yaşıyorlar? Salgın neleri değiştirdi?
Pandemi ile birlikte hayatımızda bir sürü şey değişti. Camiler ibadete kapatıldı, cuma namazını kılmak yasaklandı. Cenazeye de çok kişi gitmesine izin verilmiyor.
Peki ya pandemi öncesi? O zamanlarda Kazakistan’da mübarek Ramazan ayı nasıl geçerdi? İnsanlar neler yapar ve nasıl değerlendirirler bu ayları?
Pandemi olmadan önce ve sonra arasında çok ciddi bir fark yok aslında. Çünkü burada dini yaşam pek yaygın değil. Ramazan’da oruç tutan insan sayısı da öyle son 5 yıldır çoğaldı denebilir. Hatta bunu namaz kılanlar için de söyleyebiliriz. Bizim burada insanlar orucu çeşitli nedenlerle tutuyorlar. Diyet için de tutan var. Kendilerini zorunlu gibi hissederek tutanlar var. Allah için değil de ailem ve arkadaşlarım tutuyor ben de yapayım diye tutanlar da var. Müslümanların çoğu namaz kılmıyor. Orucu farz olduğu için tutanlar da var ama. Sabah sahura kalkmıyor çoğu insan. Yatmadan önce bir şeyler yiyorlar genelde. Sabah da orucun niyeti ve kabul olması için dua ediliyor. Ben küçükken büyüklerin oruç tuttuğunu çok görmüyordum. Az önce de dediğim gibi son 5 yıldır oruç tutanlar çoğaldı. Bunların da kahir ekseriyetini gençler oluşturuyor.
Hem Türkiye’de hem orada Ramazan ayını yaşadınız. İki tecrübe arasında ne gibi farklar var?
Kendim için konuşursam, Ramazan’da bambaşka bir farklılık hissediyorum. Mesela herkes iyilik yapmak istiyor. Burada genelde et dağıtıyorlar fakirler için. İnsanlar hep bir şeyler dağıtmaya çalışıyor. Mesela Türkiye’de sahurda davul çalınıyor, Kazakistan’da böyle bir şey yok. Misal siz iftar diyorsunuz, biz ona ağız açmak diyoruz. “Ağzımızı kapattık” yani oruç tutuyoruz diyoruz. Oruç tutuyoruz, yemek vakti geldiğinde büyük ailemizi iftara davet ediyoruz. Bizde oruç tutmayan aileler de çağrılıyor. Herkes davete icabet ediyor. Gençler, çoğunlukla, sevap kazanmak için sadece oruç tutanları iftara davet ediyorlar. Ama köy yerlerinde ise daha çok bunu bir görev gibi düşünüyorlar. Yani oruç tutanı da tutmayanı da davet edip yemek veriyorlar. Köylerde yaşlılar daha çok “Ben insanları yemeğe davet etmeliyim.” diye düşünerek herkesi çağırıyor.
Ramazan ayında Kazakistan’a özgü adetleriniz var mı?
Eskiden atalarımızdan gelen Ramazan adetleri vardı. Ama bugün özellikle zikredebileceğim bir şey yok. Sizin orada yapılmaya devam eden adetlerden burada da kesin vardı ama unutulmuştur. Nesilden nesle aktarılamamıştır.
Kazakistan’da mübarek Kadir Gecesi ile ilgili bir şeyler yapılıyor mu? Neler yapılıyor? Kadir Gecesi’nde genellikle erkekler camiye giderler ve sabaha kadar orada olurlar. Namaz kılarlar, dua ederler. Kadir Gecesi’nde ve başka günlerde, Kurban Bayramı’ndan bir gün önce de mesela yemekler pişiririz. Buna “koku çıkarmak” deriz. Biz yedi nan, bağırsak ve şilbik pişirip komşulara dağıtırız. Vefat edenlerin ruhlarına diye niyetle herkese dağıtırız ve Kur’an okuruz.
Ramazan Bayramı nasıl geçiyor Kazakistan’da? Bugüne özel bir adetiniz var mı?
Burada mesela çocuklar iftar vaktinde ceramazan denilen nesir söylerler. Bunu da milli aletimiz dombra eşliğinde söyler, komşulara giderler topluca. Şeker ve para toplarlar. Biz de çocuklar gelince şeker ve para veririz.
Diğer ülkelerdeki söyleşileri okumak için tıklayın: Ramazan Söyleşileri