Ramazanİngiltere

Coventry Katedrali’nde İftar

Bu Ramazan, geçen ramazanlardan benim için çok farklıydı. İstanbul’da aile soframda başladığı, en sevdiğim yemekleri yediğim sofralar; Londra’da yeni bir hayat kurduğum başka bir memlekete alıştığım bir ramazana dönüştü. Coventry Katedrali’ndeki iftar da bu dönüşümün önemli bir parçası oldu.

Yıllardır uzaktan da olsa “OpenIftar” açık iftar etkinliklerini takip ediyordum. Bu yıl etkinliğin sponsorları arasında “Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluğu” vardı. Yıldan yıla bu etkinlikler büyüdü şekil değiştirdi. Bu ramazanda çok şükür birine katılmak nasip oldu. Öncelikle daha Türkiye’de iken yakınlarımın mutlaka git demesinden nasıl bir kitleye ulaştığını anlayabiliriz. Normalde openıftar biletleri hafta hafta açılıyor. Rezervasyonsuz girilemiyor ve iftar öncesi programa uyulması için program başlangıcından geç gelinmemesi talep ediliyor. İftar mekanlarının İngiltere’nin en önemli binalarında sıra sıra gerçekleştiriliyor olması da bu organizasyonları popüler kılan bir başka sebep. 

Open iftar

Ramazan’ın başından beri bilet yakalamaya çalışıyordum fakat ne yazık ki açıldığı an biten biletler vardı. Ben neyse ki Ramazan’ın son günlerinde Londra’dan biraz uzakta olan Coventry şehrinde yer buldum. Katedralin ve şehrin hikayesini de biraz araştırınca Ramazan’ı open iftarsız kapatmamaya ve Coventry’ye gitmeye karar verdim. 

Trenle çıktığımız yolculukta yemyeşil ovalardan, kayıkların olduğu göllerden ve müstakil İngiliz evlerinden geçerek, şehrin gürültüsünden kalabalığından uzaklaşarak Coventry’ye vardık. 

Öncelikle iftardan bir gün önce, 20.00’ye doğru olacak olan iftar için bizim 18-19 gibi orada olmamız gerektiği söylenen bir mail aldım. Geç gelenlerin içeri alınmadığını arkadaşlarımın tecrübelerinden biliyordum. O sebeple ister istemez titiz bir şekilde programa uymaya çalıştık. Şehre varınca trenden inerek yürüye yürüye katedrali bulduk. Katedralin önünde bizleri bilgilendiren her yaştan ve renkten görevliler vardı.

Program şu şekilde ilerledi; öncelikle sırayla kilisenin içine geçip bizler için kurulmuş mütevazi sofralara yerleştik. Ardından sıra sıra konuşmalar yapıldı. Konuşma yapanlar; kilisenin rahibesi, Coventry müslüman cemaati başkanı, oradaki Müslüman okullarda yetişmiş minikler ve onların bizler için hazırladıkları konuşmalar ve şiirlerden oluşuyordu. Asıl sunucumuzda bir talk show üslubu vardı, bu sebeple zaman su gibi aktı ve iftar saatimiz geldi.

iftar sofrası

Hep beraber kilisenin dışına aslında eski Coventry katedralinin olduğu yere çıktık.  İftar için ezanımız canlı canlı okundu ve bizlere verdikleri su,hurma ve mango kurularıyla orucumuz açıldı. Ardından cemaatle akşam namazını eda ettik. Hava soğuk ama güneşliydi. Bu sebeple hem mutluyduk hem üşümüştük. Namazları naylonlar üzerinde her milletten insanlarla aynı safta kıldık. Ardından sırayla kilisenin içine geçtik ve yemeklerimiz dağıtılmaya başlandı. Ramazan menümüz oldukça mütevaziydi. Ortaya 5 kişinin ortak yiyebildiği meyve tabakları konuldu. Ardından vejeteryan veya tavuklu pilavlar dağıtıldı. Yemeklerin yanında da küçük meyve suları vardı. Hint mutfağının baskın olduğu bir menü hayal edebilirsiniz. 

katedralde namaz

Yemek sırasında ve sonrasında birçok kişiyle tanıştık. Aramızda her yaş grubundan, farklı inançlardan ve milliyetlerden kişiler de vardı. İftar ve sonrasında da uzun uzun sohbetler ettik yeni tanıştığımız kişilerle. Herkes birbirinin ülkesiyle yaşayış biçimiyle alakalı çeşitli sorular sordu. Ben de yeni bir arkadaş edindim. Ailecek ülkemizde yaşanmış deprem olayını bildiklerini ve çok üzüldüğünü söyledi. Hatta uzun vadede Türkiye’ye gelip gönüllü olmak istediğinden bile bahsetti.

katedralde iftar

Ortamda oturduğumuz yerler ve sofra, konfor odaklı düzenlenmemişti. Fakat herkesin birbirine Allah’ın selamını vermesi ve yaşadıkları duyguları bu denli derin hissetmesi bana çok çok iyi hissettirdi. Benim için, geldiğimden beri gerek ezan sesini duyamamış gerekse aile soframdan uzak olmam sebebiyle oturduğum en kapsayıcı sofraydı. Bu deneyimim sonrasında daha iyi anladım ki sofrada olan yemeğin çeşitliliği ve miktarı aslında oruç açma ritüelimizde çok da bir yer işgal etmiyor. Hz. Peygamber’in (s.a.v) sünnetine uyarak sade bir iftar sofrası ve vakit namazlarında dahi cemaatle bir arada namazımızı eda edebilmemiz mümkün. 

katedralde iftar sofrası

Her birini bir öncekinden daha iyi idrak edebildiğimiz, O’nun sünnetine daha uygun bir Ramazan geçirebildiğimiz Ramazanlara ulaşabilmemiz dileğiyle, Hayırlı Ramazanlar!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu