Gine coğrafi yapısı itibariyle kıymetli akarsulara, sık ve gür yağmur ormanlarına, sıcak ve yağışlı bir iklime sahip, Atlas Okyanusu’na kıyısı olan bir Afrika ülkesidir. Günümüzde Gine Müslümanları, inanan nüfus içerisinde %85 gibi bir oranla çoğunluğu oluşturuyor. 1958 yılına kadar Fransız sömürgesi altında olan Gine’de otuzdan fazla etnik grup yaşamaktadır. Madeni yönden zengin ama işleme ve kullanma yönünden zayıf olan bu ülkede insanlar çoğunlukla tarım ve madencilik işleri ile uğraşmaktadır. Resmi yazı dilleri Fransızca olsa da resmi yazışma için ülkede yaşayan etnik gruplardan birinin dilini de bilmek zorunludur. Gine’de doğadaki her şeyin ruhu olduğuna inanan Animistler yaşasa da sayıları çok değildir. Ayrıca %1 oranında Hristiyan nüfusa sahip ülkede, Müslümanlar ve Hristiyanların bayramları resmî olarak kutlanmaktadır.
İlk Müslümanlar
Ülkenin tarihi çeşitli ülkelerin hakimiyeti altında olmasından ötürü biraz karışık. Batı Afrika ülkesi olan Gine’nin geçmişinde Bassari, Kisi, Gerzeler gibi en eski kabileler yer alır. Ülkede İslamiyet’i ilk tercih edenlerin işte bu eski yerli kabileler olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte İbn Havkal, İdrîsî gibi coğrafyacıların Gane Krallığı’nın başkentinde bulunan yazmalarında, bu topraklarda İslam’ın başlangıcının 11.yüzyıla tekabül etmektedir. Özellikle Mağrib’ten gelip buradaki kervan yollarında konaklayan Müslüman tüccarlar, buradaki yerli kabilelerin İslam’ı seçmesine vesile olmuştur.
11.yüzyılın sonlarına doğru Murabıtlar, Gane Krallığı‘nı ele geçirip bölgede bağımlı bir devlet oluşturmuştur. Bu süreçte Müslümanlık, putperest toplumlar arasında daha çok yaygınlaşmış, iyice güçlenmiştir. 1050 yılında Gine’nin kuzeydoğusundaki Mali İmparatorluğu’nun hükümdarının Müslüman olmasıyla Gine Müslümanları sayıca artmıştır. 13.yüzyıl öncesinde Batı Afrika’nın en güçlü krallığı olan Gane Krallığı’nın sınırları Gine’nin bir kısmını almaktaydı. Sahra’nın kuzey ve kuzeybatısından geçen kervan yolları sayesinde pek çok ülkeden tüccarlar gelmekteydi. Bu kabileler güneye doğru taşınarak Batı Afrika’da İslamiyet’in yayılmasını sağlamışlardır.
İslam’ın Gelişimi
15.yüzyıla kadar Mali İmparatorluğu’nun hakimiyeti altında olan ve Gine’nin kuzeybatısına gelen bazı göçmen kitlelerle yerliler, Futa Calon Krallığı‘nı kurdular. Diafunu’dan gelen Müslüman kitleler ise Gine’nin iç kesimlerinde şehirler inşa ettiler. Gine’nin yüksek yaylalarında yaşayan yerli halk Fulânîler, 18.yüzyılda İbrahim Musa isimli dindar bir kişinin önderliğinde cihada başladılar. Kısa süre sonra bağımsız bir İslam Devleti kurdular ve cihadı politika haline getirdiler. Almami (imam) ünvanı alan hükümdarlarla yönetilen devlet, yüzyılın sonunda Gine’nin kuzeybatısına (Futa Calon Bölgesi) hakim oldular.
Gine’nin diğer kısımlarında ise 19.yüzyılda Fransızlara karşı cihat hareketini başlatan bir isim ortaya çıkmıştır: Samori Ture. Ture, dine dayalı merkezi bir devlet kurarak bölgede İslamiyet’in yayılmasını hızlandırmış bir isimdir. Ne yazık ki Fransızlara karşı sürdürdüğü mücadeleyi kazanamayarak sözleşmelerle ülkeyi Fransız sömürgesine bırakmak zorunda kalmış. Sonrasında çeşitli ayaklanmalar olsa da yeteri kadar güçlü olamayan Gine, 2 Ekim 1958’e kadar Fransız sömürgesi altında kalmıştır. Ülkenin sömürgeden kurtulmasında Samori Ture’nin torunu Seku Ture etkili olmuş olsa da onun Amerika’daki ölümünden sonra darbeci askerler yönetime el koymuşlar. Çeşitli siyasi parti açma ve kapatma olayları yaşansa da ülke, halen darbeci yönetim ülkeyi yönetmektedir.
İslam Birliği (National Islamic League)
Gine’de bağımsızlığın lideri olan sosyalist düşünceli Seku Ture, uyguladığı politikalarla dinin insanlar üzerindeki etkisini kaldırmak için çabalamıştır. Bu doğrultuda Müslüman din adamlarının eğitim verdiği Kur’an okullarını kapatmıştır. Fakat otoritesi zayıflayınca bu politikası değiştirmiş, 1977’de National Islamic Council’i kurmuştur. Başkentte Suud hükümeti desteğiyle bölgenin en büyük camisi olan Faysal Camii‘ni inşa ettirmiştir. Daha sonra National Muslim League adıyla kurulan İslam konseyi, hac organizasyonları ve islami eğitim faaliyetlerini üstlenmiştir. Son olarak Gine’de yaşayan Müslümanların çoğu Maliki mezhebine mensuptur. Gine Müslümanları arasında Kadiriyye ve Ticaniyye tarikatları da yaygın durumdadır.
Kelimelerin elvanından üstüne düşenle renklenmiş bir edebiyatçı. Anlamlar denizinden bir küçük damla dahi alabilmek ve verebilmek için çabalıyor.