Najla Tammy Kepler – Teksas’tan Hakikate Yolculuk
“Yeryüzü, gökyüzü, hayvanlar, zaman, ‘O’ ve ‘Ben’, her şeyi bir anda görmek, hissetmek… Allah muhakkak ki en mükemmeldir. Kâinatın tüm güzellik numuneleri aslında O’nun varlığını kanıtlamak için hizmet ediyor. O’nun sınırsız kudretini ve ebediyetini tasdikliyor.”
Yerler ve gökler, durup düşünebilenlerin kulağına hakikati fısıldıyor. Varoluş amacına götüren tınıları kalpten dinleyenler ise içlerindeki boşluğu doldurmak istiyorlar. Hakikat arayışına yelken açanlar farklı vesilelerle İslam’a kavuşuyorlar. Tabiatı incelemek ve yaradılıştaki incelikleri düşünmek insanı fıtratına yakınlaştırıyor. İşte böyle bir örnekle karşınızdayız bugün. Najla Tammy Kepler’in hikâyesinde tefekkürle yoğrulan bir hakikat arayışına tanık olacağız.
Okuyacaklarımız, hakikatin izini süren yazarın bizzat kendi dilinden dökülenler. Samimi, yalın ve akıcı üslubuyla sıcacık bir öykünün satırlarını ziyaret edeceğiz. O halde buyurun hep birlikte Najla Tammy Kepler’in anılarına misafir olalım.
Arayıştan Aydınlığa Doğru
Najla Tammy Kepler, Teksas’ta dindar Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor ve Hristiyanlık öğretileriyle yetiştiriliyor. Çocukluğu çiftlik yaşantısı dışında farklı kiliselerde geçiyor. Mensup olduğu dine dair sorgulamasını başlatan kıvılcım, kilisenin kadınların ibadet mekanlarına girerken makyaj yapmasını yasaklayan ani kararı oluyor. “Böyle bir şeyin gerekliliği oldukça açık ve net ise neden başından beri böyle bir kural yoktu?” sorusuyla inancının unsurlarına karşı eleştirel bakış açısı yakalıyor. Ve arayışa başlıyor. Farklı mezheplere ve gruplara ait kiliselere gidiyor. Şahit olduğu çarpıklıklar, abartılı ve yapmacık uygulamalar, içindeki boşluğu had safhaya taşıyor. Ancak o, çevresi ahlaksız yaşantılarla ve korkularına hapsolanlarla dolu olduğu hâlde doğru olanı yapma arzusunu hiç bırakmıyor. Ayrıca, kendisini meşgul etmek için spor yapıyor ve çeşitli işlerde çalışıyor. Hayatın anlamını yakalamak isterken yaptıklarının sadece bir kısmı onu tatmin ediyor. Geri kalan kısım ise kendisini daha yalnız hissetmesine sebep oluyor. Bu noktada da duaya tutunuyor.
“Tanrım, bana yol göster, Tanrım bu acı ve hüzünden beni kurtar.”
Allah’a kavuşma isteği ve gayreti devam ederken bir kano gezisinde tanıştığı Türkiyeli bir Müslüman, hayatının dönüm noktası oluyor. İslam’ın önemle üzerinde durduğu şahsiyet meselesi burada devreye giriyor. Müslüman arkadaşının edebi, zarafeti ve güzel ahlâkından etkilenerek İslamiyet’e merak salıyor. Bir süre sonra arkadaşı ona İmam Nevevi’nin Kırk Hadis kitabını hediye ediyor. Kitabı okudukça aydınlanma yaşıyor ve Teksas’ın engin semaları gibi ilim ve hikmet dolu bu rehberle dualarına on dokuz yaşında karşılık buluyor. Ve İslam’la müşerref oluyor. İslam’ın güzelliği, dinlediği ayetler huzurla sarmalayarak ruhuna ve kalbine işliyor. Fakat, Müslüman olmasıyla birlikte imtihanlar içerisine giriyor. Ailesinden tepkiler görüyor. Bu süreçte ibadetlere ve duaya sarılarak dayanma gücü kazanıyor.
Hazreti İbrahim Misali Bir Arayış
“… Müslüman olmuştum. Bu dünyaya geldiğim andaki temizliği elde etmiştim. Beni Yaradan’ı bulmuştum ve onun kulu olmak için çaba sarf ediyordum artık.”
Najla’nın hakikat yolculuğunda Hazreti İbrahim misali bir arayışı görüyoruz. Şirk içindeyken inancını sorguluyor. Tabiata olan yönelimi ve kâinatta Allah’ın varlığına işaret eden incelikleri düşünmesi ona içsel yolculuğunda destek oluyor. Bir kez daha içsel mutluluğu yakalamanın içe bakış ve tefekkürle sağlanabileceğini görüyoruz.
144 sayfadan oluşan bu kıymetli anı kitabı Temmuz Yayınları’ndan 2017 Aralık’ta yayımlanmış. Özellikle yazarla birlikte kendi içsel yolculuğuna çıkmak isteyenler için de okumaya değer bir kitap. Bir ihtida hikâyesinin daha sonuna gelmişken, odak noktamızı yaratılan güzelliklere ayarlayıp önümüze Kur’ân’dan ayetleri alıp kâinatı yeniden okumaya ne dersiniz? Kim bilir hangi düşünüş bize aydınlanma yaşatacak. Vesselam.
“Şüphesiz göklerde ve yerde Mü’minler için birçok âyetler vardır.” (Câsiye,3)
