12 Yılda 8.000 Fidan Dikti: Selim Petek

2006’dan 2018’e kadar eksilmeyen bilakis her geçen gün kat ve kat artan bir gönül yolculuğuna adamış kendini Selim Petek. Doğaya olan dostluğunu pekiştirmiş böylece. Hem de sadece gönlünden geldiğince. Sırtını ellerinde yeşeren fidanlara ve onları sıcacık kavrayan toprağa dayamış. Emekli olduğu zaman başlamış bu işe. O günden bu güne 8.000 fidan dikmiş toprağa. Bakımını bir babanın sevecenliğiyle üstlenmiş bu fidanların. Onları sulamış, yetiştirmiş, tüm insanlığın önünde saygıyla eğileceği bir gönül işini sırtlamış.

12 yıl boyunca dostluğunu, sadakatini ve fedakârlığını göstermekten bir gün olsun çekinmeyen Selim Amca, Peygamberimizin (sav) şu hadisini kendisine düstur edinmiş: “Kıyametin kopacağını da bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz.”

Hadis ağzından dökülürken Selim Amca’nın yüzündeki sevinci, gözlerindeki memnuniyeti ve bakışlarındaki huzuru sezmemek elde değil. O, sevgili peygamberimizin sünnetini yaşatmanın ve gelecek nesiller için bir örnek teşkil etmenin onuru ve gururu içerisinde.

Gayesi Dosdoğru Bir Dünya Hayatı

Ve o, bu gururun en çok yakıştığı insanlar arasında. Çünkü Sivas’ın küçük bir yerleşim yerinde yaşayan Selim Amca’nın gayesi öncelikli olarak dosdoğru bir dünya hayatını geride bırakmak. Ardından pek tabii ölümden sonraki hayatta Allah’ın istediği gibi bir kul olmanın mükâfatını elde edebilmek.

Selim Amca’nın diktiği fidanlar kimi zaman hayvan dostlarımıza yuva olmuş kimi zaman insanların soluklanabileceği, dinlenip meyvesinden yararlanabileceği bir gölgelik olmuş. Onun ise yüzü gülüyor, taşıdığı şuurun yaygınlaşmasını temenni ediyor.

“O, sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi yeryüzünü imar etmede görev kıldı.” (Hud /61)

Selim Amca, ayette buyrulanı bir kez olsun gocunmadan yapıyor ve sabahın erken saatlerinde eline aldığı kazma kürekle bu işi sürdürüyor. Yeryüzünü, bize bahşolunan güzellikleri daha da güzelleştirmeyi, böylece Allah’ı hatırlamayı ve hatırlatmayı hedefliyor. Bu vesileyle ağaç dikmenin her Müslüman ferde hitap etmesinin gerekliliğini vurguluyor.

Bu sayede Selim Amca’nın diktiği fidanlar, gökyüzüne onunki gibi şefkatli yürekleri beslemek inancıyla yükselecek. Toprağa bırakılan küçücük tohumlar, ibadetlerimizdeki tadı renklendirecek, yüreklerdeki merhameti okşayacak. Dünya yaşanılmaya layık bir yer, bizler de kul olmaya layık insanlar olacağız.