İmam Hatip Neslinin Önderi: Mahmud Celaleddin Ökten

Birçok din âliminin bir köşeye çekilmek durumunda kaldığı sancılı yıllarda, her zaman ve her şartta yapılabilecek işler olduğunu düşünen iyimser kişiler arasında yer alan bir isim olan Celaleddin Ökten Hoca’yı konu alacağız bu yazımızda. Gelin kadim kültürün yeni nesle aktarılmasında başarılı hizmetler sunan imam hatip okullarının kurucusu münevver âlimin hayatına birlikte bakalım.
1882 yılında Trabzon’da dünyaya gelen Mahmud Celaleddin Ökten, dinî ilimler alanında isim yapmış halkın emin kimseler saydığı köklü bir aileye mensuptur. Ticaret ile meşgul olan babası Salih Zihni Efendi, Celaleddin henüz dört yaşındayken bir tekne kazasında hayatını kaybetmiştir. Annesi ise oğlunun hafızlığıyla bizzat ilgilenmiş hafız Güller Hanım’dır. Gündüzleri mahalle mektebinde eğitimine devam eden Celaleddin Ökten bir yandan da annesinin gözetiminde hafızlığını yapar. Bu konuyla ilgili Ökten şöyle konuşur:
Her gece ben yatağıma girdiğimde anacığım başucuma gelir, o gün okuyacağım o cüzü bana okurdu. Kur’an’ı açıp bakmadan annemden dinlediğim kulaktan beslenmeyle altı ay gibi kısa bir sürede hafız oldum.
Dört yaşında babasını, on yaşında annesini kaybederek hem yetim hem öksüz kalan Mahmud Celaleddin, on beş yaşındayken de tek dayanağı olan ninesini toprağa verince kız kardeşiyle yalnız kalmıştır. Yaşadığı bu kayıplar Celaleddin’in gönlünde derin yaralar açmışsa da o, adeta gönlündeki bütün sevgileri tek bir sevgide toplar: Okuma sevgisi. Ne bulursa okuyor, her okuduğu ve gördüğü şeyi ezberliyordu. Bu olumsuzluklara rağmen başarılı bir öğrenci olan Ökten, rüştiye ve idadiyi birincilikle bitirir, bir yandan da medreseye devam eder. Hem medrese hem de mektep eğitimi alan Ökten, modern eğitimin yanında geleneksel eğitim kurumlarını da yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Bu fırsat, Celaleddin Ökten’in hayatı boyunca çok yönlü bir kişilik kazanmasına imkân vermiştir. Aynı zamanda bu yıllarda Trabzon Çarşı Camii’nde imamlık görevi de üstlenen Celaleddin Ökten’in bu kadar genç yaşta imamlık yapması, ona yaşının üzerinde bir olgunluk verir.
Öncü Bir Âlim Olmak Yolunda

İmamlık yaptığı yıllarda dinlediği bir Kur’an tilavetinden çok etkilenen Celaleddin Ökten:
Allah’ım! Eğer bana bu kitabın dilinden anlamayı nasip eder Arapçayı öğrenmeyi bana lütfedersen ölünceye kadar senin dininin davetçisi olacağım.
diyerek Allah’a bir söz verir. Allah duasını kabul etmiş olmalı ki Ökten, bu söze sadık kalarak bir hayat sürer. Bu sözü ve ilim sevginden dolayı memleketinde saygın bir mesleği olduğu halde 1905 yılında İstanbul’a gitmeye karar verir. Adeta öncü bir âlim olmak yolunda kapıları bir bir açar. İstanbul’a giderek Dârülmuallimîn-i Aliye’nin sınavlarını kazanarak buraya kayıt yaptırır. Aynı zamanda Fatih ve Beyazıt’taki medreselerde bilgilerini geliştirme imkânı bulur. Çağın bir gereği olarak o yıllarda Fransızca ile birlikte matematik dersleri de alır. Darülmuallimin-i Aliye’den mezun olunca İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatına kayıt yaptırır ve 1911 yılında mezun olur. 1912 yılında İstanbul Sultanisi Arapça muallimliğine tayin edilir ve böylece artık hayatı boyunca devam edeceği öğretmenliğe adım atmış olur. Celaleddin Ökten bu okuldaki göreviyle birlikte İstanbul’daki meşhur Arapça hocaları arasında sayılır hale gelir. İlmî yetişkinliğinin yanı sıra başarılı bir öğretmen olarak kısa zamanda “Celâl Hoca” olarak şöhret bulur. Bu şöhretin kaynağını, Sultanideki bir başka Arapça hocasının onun hakkındaki şu sözlerinde görebiliriz:
Biz de Arapça okutuyoruz fakat bizler bu işi alelade bir vazife olarak yapıyoruz. Celal Hoca ise bu işi aşk ile yapıyor.
Celal Hoca muallimliğe başlamış olduğu bu yıllarda bir camide tevafukken Hafız Cevdet Efendi’ye rastlar. Ondan dinlediği Kur’an tilavetinden çok etkilenen Celal Hoca ile Cevdet Efendi arasında yakın bir münasebet kurulur. Ökten, Cevdet Efendi’nin hem medrese derslerine yardımcı olan hocası hem de dostudur artık. Günler gelip geçer ve kader tecelli eder. Celaleddin Ökten Cevdet Efendi’nin kız kardeşi Emine Hanım ile evlenir. Bu evlilikte Celal Hoca’nın ahlakına dikkat çeken kayınvalidesi şunları söyler “Evladım ben kızımı senin ilmine ve güzel ahlakına verdim.” Huzurlu bir yuvaları olan Ökten çiftinin Ayşe Hümeyra, Züheyra ve Ömer Sadettin isimli üç çocukları dünyaya gelir. Evlatlarını güzel bir şekilde yetiştirme gayesinde olan Celaleddin Ökten, bugün hayatta olan ilmiyle, irfanıyla ve beyefendi kişiliğiyle tanıdığımız, bilgi birikiminden, hoş sohbetinden istifade ettiğimiz kıymetli Sadettin Ökten gibi önemli bir şahsiyeti yetiştirmiştir.
İki Devrin Muallimi

İstanbul’da bulunan Vasat Atik Ali Paşa Camii’de on yıla yakın bir süre imamlık yapan Celal Hoca, 1925’te İstanbul İmam-Hatip Mektebi Arapça öğretmenliğine tayin edilir. Ardından da İstanbul Sultânîsi Arapça muallimliğine geçtiyse de burada üç yıl daha devam ettiği Arapça muallimliği, Arapça derslerinin kaldırılması ile son bulmuştur. Harf inkılâbı nedeniyle kaldırılan Arapça dersleri yerine uzun yıllar İstanbul’un çeşitli okullarında Türkçe, edebiyat, felsefe ve mantık dersleri okutur. Arapça muallimliği ile başladığı mesleğinden Celal Hoca 1947 yılında Vefa Lisesinde felsefe hocası iken emekli olmuştur. Fakat emeklilik hocamızın bir kenara çekildiği bir vakit değildir çünkü din eğitimindeki aktif rolü, emekliliğinden sonra daha net bir biçimde hissedilir. Bu zamanlar çalışma azminin kendisi ve sonraki nesiller için yeni bir doğumun vakti olmuştur. Zira 1948 yılına gelindiğinde imam hatip nesillerinin yetişeceği yeni bir dönem başlar. Bu yıllarda imam hatip okullarının zeminini hazırlayacak olan imam hatip kursları açılır ve 1949 yılında Celaleddin Ökten bu kursların müdürlüğüne getirilir.
Bir Nesil Mücadelesi

İmam hatip kurslarını yeterli bulmayan Celal Hoca bu kurslar yerine yeterli bir müfredatı olan imam hatip okullarının açılması için var gücüyle elinden gelenin fazlasını maddi ve manevi olarak ortaya koyar. Dönemin Maarif Vekili Tevfik İleri başta olmak üzere konuyla ilgili pek çok yetkiliyle görüşmeler yapar. Sonunda imam hatip okullarının açılması yönünde karar alınır ve nihayet 17 Ekim 1951 tarihinde öğretime başlayan İstanbul İmam Hatip Okulunun ilk müdürü Celâl Hoca olur. Hocamız ilerleyen yaşında genç bir ruh ile bu okulların varlığı için büyük bir heyecan ve ilk günkü aşkla koşmaya başlar. Vefa’da ki eski bir metruk binayı bizatihi onararak depolara atılmış masa ve sandalyeleri bizzat kendisi taşıyarak bu okula getirir. Yeni kurulan bu imam hatip okulunun müdürü, öğretmeni, memuru ve hatta hizmetlisi Mahmud Celaleddin Ökten’dir artık. Türkiye’nin dinî, ilmî, kültürel ve sosyal hayatında önemli bir yeri olan imam hatip okullarının kurucusu olması nedeniyle Celâl Hoca’nın bu okulların tarihinde unutulmaz bir yeri vardır hiç şüphesiz. Aziz milletimizin talepleri, merhum Adnan Menderes’in cesareti, Tevfik İleri’nin gayreti ve Celal Hoca’nın takibiyle imam hatip liseleri hayat bulmuştur.
Sözü Üzere Bir Ömür

Resmî derslerinin yan sıra evinin yakınındaki Soğanağa Camii’nde altı yıl boyunca İḥyâ-ü Ulûmi’d-Dîn okutan Celaleddin Ökten, İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsünde iki yıl ilm-i tevhid ve kelâm dersleri de yapmıştır. Günümüz insanının zihninde canlandıramayacağı kadar sade bir hayat yaşamış olan Celal Hoca bununla birlikte hayatı severdi. Zira ona göre hayat, meşru sınırlar içerisinde, güzel insanlarla güzel mekânlarda geçirilen güzel zamanlardı. Çevresindekilerin ona duymuş olduğu samimi muhabbet ve saygı onun ölümüne kadar devam ettiği için olsa gerek Celâl Hoca ihtiyarlığın terk edilmişliğini hiç tatmadı da. Güzel bir ömür sürdü ve 21 Kasım 1961’de vefat etti. Yüzlerce talebesi ve binlerce seveninin gözyaşlarıyla Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’ndeki aile kabristanına defnedildi. O, verdiği sözün arkasında durarak ruhunu Rabbine teslim edene kadar Rabbimizin kitabının davetçisi oldu. Onun maddi ve manevi gayretleri bereketle sonuçlandı ve diktiği fidanlar büyüdü, meyve verdi. Hocamızın büyük bir samimiyet, aşk, heyecan ve ihlâsla kurmuş olduğu imam hatip liseleri pek çok öğrenci yetiştirdi. Bu okullardan yetişen vatan evlatları devlet memuru olup bu devletin necip milletine hizmette bulundular. Bir neslin yetişmesine öncülük etmiş ve bu alanda çığır açan Celaleddin Ökten Hoca’ya duyduğumuz vefa borucunun bir gereği olarak onun hayatını sizlerle paylaştık. Rabbimiz mücadelesini verdiği hayırlarını kabul etsin.
Kaynakça
- Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi , 7-14.
- Diyanet TV. (2020, Ocak 31). https://diyanet.tv/oncu-alimler/video/mahmut-celalettin-okten–oncu-alimler-4-bolum Erişim Tarihi: 16.05.2023
- Işık, E. (tarih yok). TDV İslâm Ansiklopedisi.https://islamansiklopedisi.org.tr/celal-hoca Erişim Tarihi: 16.05.2023
Kendisi için kendini arayan bir gıda mühendisi. Henüz bulabilmiş değil ancak bir müddet bulunduğu bu dünyadan güzel bir hikayeyle ayrılmak istiyor.