Amerika’ya İslamı Götüren Afrikalı Öncüler
Avrupalı Müslümanların Afrika kökenli Müslümanlara sıkça sorduğu sorulardan birisi, siyahi bir Müslümanın ifadesiyle “Atalarımızın İslam’ı nerede ve nasıl seçtiğine dair sorular”dır. Bu sorular kimi zaman ABD’de yaşayan siyahi Müslümanların ailelerinin göçmen mi yoksa sonradan İslam’ı seçen kişiler mi olduğu hakkında da olabiliyor. Birçok Avrupalı ya da diğer bir ifadeyle “siyah olmayan” Müslümanlar tüm Afrika kıtasını medeniyetle bağı olmayan, semavi dinleri hiç benimsememiş bir yer olarak algılıyor. Bu husustaki önyargılar cehaletle birleşince ortaya tuhaf manzaralar çıkıyor. Afro-Amerikan Müslümanlar hakkında soru soranların Mali Kralı Mansa Musa hakkında az da olsa bir şeyler duymuş olmaları da oldukça ilginçtir. Amerika’daki Özgürlük Savaşlarında Müslümanların kullandıkları soyismine sahip 300 savaşçı kölenin kayıtlara geçmiş olması da bir diğer merak konusudur.
Tüm bunlar çerçevesinde diyebiliriz ki İslam dini Afrikalı Müslümanların eliyle ve sanılandan daha erken bir dönemde Amerika kıtasına ulaşmıştır. Bildiğimiz üzere halklar arasında bir ticaret ve kültür misyonu da olan İslam’ın bu kanallar yoluyla kıtaya ulaşmış olması muhtemeldir. Ayrıca, Batı Afrikalılar Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki fetihler sayesinde de Avrupa’ya doğru yayılma fırsatı bulabildi. Bilhassa (Batı için) Ortaçağ dönemindeki Morisko denilen ve Kuzey Afrika’dan göç eden Endülüslü Müslümanları da düşünürsek Atlantik ötesine değin uzanan bir İslam dininden söz edebilmemiz mümkündür. Fakat daha çok köle hareketliliğinden kaynaklı bir yayılma olduğu da unutulmamalıdır.
Bazı kaynaklara göre (bknz: Lost Islamic History) Amerika’ya İslam’ı getiren Afrikalı Müslümanlardan en bilineni Bilali Muhammed’dir. Tıpkı Muhammed gibi Ayub Job Djallo, Yarrow Mamood, Ibrahim Abdulrahman ibn Sori, Ummar ibn Sayyid (Omar ibn Said) ve Salih Bilali de yine İslam’ı Amerika’ya ulaştıran siyah Müslümanlardandır
Bilal Muhammed
1770’lerde Afrika’daki bugün bilinen adıyla Guinea ve Sierra Leone’de doğdu. Fulani Kabilesinin önde gelen elitlerinden biriydi. Bilal Muhammed İslam Hukuku, Hadis ve Tefsir gibi İslam İlimlerini ve Arapça’yı çok iyi biliyordu. Eğitimli olması nedeniyle köleler içerisinde statüsünün yükselmesine izin verilip, ayrıcalıklı bir konuma getirilmişti. Maliki Mezhebi’nin fıkıh hükümlerince hazırladığı İslam Hukuku’na dair 13 sayfalık el yazması çalışmalarını vefatından hemen önce arkadaşına bıraktı. Bu metinler ‘Bilali’nin El Yazmaları’ diye de adlandırılır. Bu el yazmaları el- Ezher Üniversitesi’nde deşifre edilinceye kadar bir günlük olarak düşünülmüştü. Ayrıca çalışmanın bilinen diğer isimleri “Ben Ali Günlüğü” yahut “Ben Ali Risalesi” gibi isimlerdir. Deşifre edildikten sonra bu el yazmalarının birer fıkhı çalışma olduğu ortaya çıktı.
Ayuba Suleiman Diallo
Ayub (Eyyub) Jon Djallo Senegal’de doğdu. Ailesi oldukça saygın bir aile olan Müslüman Fulbe ailesiydi. Ayrıca Job Ben Solomon adıyla da bilinirdi. Uzun yıllar kölelik yaptığı Maryland’daki anılarını anlattığı ve kendi hayatından kesitler sunduğu bir hatırat kaleme aldı. Bir karışıklık sonucu köle olarak satılan Ayub, sonunda memleketi Senegal’e dönmeyi başardı.
Yarrow Mamout
1736 yılında özgür bir adam olarak Gine’de doğdu. 1823 yılında da vefat etti. Kız kardeşi ile beraber Maryland’da vardığında 14 yaşındaydı. Arapça’ya hakimdi. Ölünceye dek İslam’ı açıktan yaşar, ibadetlerini saklamazdı.
Abdulrahman Ibrahim Ibn Sori
İbrahim Abdulrahman İbn Sori Gine’de doğdu. Ibn Sori kendisi hakkında yapılan “Köleler Arasında Bir Prens” (The Prince Amongst Slaves) adlı belgesel filmiyle de bilinir. Timbo köyünden Kral Sori’nin oğlu olan Ibn Sori, ordunun da lideriydi. Bir pusu neticesinde esir edilip köleleştirilmiş ve Mississipi’deThomas Foster adlı birine satılmıştı. Ibn Sori evlendi ve çocuk sahibi de oldu. Özgürlüğünü elde edinceye kadar 40 yıl boyunca çalıştı. Memleketine geri dönüş yolunda vefat etti. Batı Afrika’daki ailesi için Arapça olarak bir mektup kaleme aldı. Bahsi geçen mektup, Fas Kralı Sultan Abdurrahman tarafından okunmuş ve oldukça etkileyici bulunmuştur. Ibn Sori ayrıca dönemin ABD Başkanı Quincy Adams’den kendisinin azat edilmesini de talep etmiştir.
Omar ibn Said
Ummar ibn Sayyid Fuuta Toro’da, 1770 yılında doğdu. 1807’de kaçırılan Ibn Sayyid, bazı kaynaklara göre bu tarihten sonra Omar Moreau ve Prens Omeroh olarak anılmaya başlandı. (bknz: Muslimofusa)
Hakkında sonradan Hristiyanlığı benimsediğine dair iddialar yazılsa da yine birçok kaynak İbn Sayyid için gördüğümüzden daha fazlasının olduğunu söylüyor. Bununla beraber, İbn Sayyid bir İslam alimi olarak da tanınıyordu. aritmetikten ilahiyata kadar birçok alanda bilgi sahibi bir insandı. Arapça metinler de kaleme almıştı.
Salih Bilali
Salih Bilali Mali’de doğdu. 1782’de esir edildi. Salih Bilali’nin ölmeden önceki son sözlerinin şehadet olduğu kayıtlara geçmişti.
Sonuç olarak, Afrika dahil tüm kıtalardan Müslümanlar İslam’ın yayılmasına katkıda bulunmuşlardır. Yaşadıkları tüm zorluklar ve engeller düşünüldüğünde tüm bu “Fetih Ruhlu” insanların birer kahraman olmadığını söyleyebilmek mümkün mü?
İslam’ın siyahları ve beyazları yoktur. Esasında İslam’ın siyaha ve beyaza ihtiyacı da yoktur. Siyah ve beyaz tefrikası İslam’dan beridir.
Ne mutlu karakıtanın gönlü güzel Musab’larına… (RA)