Ramazan’da Yapabileceğiniz Hayırlar
Ramazan ayı tüm benliğimizle, İslam’ın emrettiği her şeyi hayatımıza uygulayarak yaşamamız gereken bir ay. Dolayısıyla yalnızca oruç, iftar, teravihten ibaret değil.. Sadece kendi başımıza yaptığımız ibadetler değil; ahlakla ilgili olan, başkalarıyla hemhal olduğumuz, dayanışmayı sağlayan hayırlarla da meşgul olmamız Ramazan’ın ruhunu yakalayabilmek için önem taşıyor. Mahmud Es’ad Coşan hoca Ramazanda yapabileceğiniz bu hayırları şu şekilde açıklıyor. Gelin hep birlikte okuyalım:
Ramazan’da yapılan bütün ibadetler, hayırlar kat kat mükâfatlandırılır. Başka zamanda yapıldığına göre, en aşağı 70 kat daha fazla sevabı olur. Onun için Ramazan’da çeşitli hayırları, hayırların türlerini, çeşitlerini düşünüp taşınıp yapmağa gayret etmek lâzım!..
Onlardan birisi nedir?.. Arkadaşlara, fakirlere, muhtaçlara, komşulara ikram… İftar yemeği vermek, sahur yemeği vermek… Bu bir ikramdır, buradan insan sevap alır. Çünkü Peygamber Efendimiz’ in hadis-i şerifleri var:
“Bir insan bir oruçluya bir hurma verse, bir bardak su verse, bir zeytin verse, yâni bir şeyle orucunu açtırsa; o oruçlunun orucundan dolayı kazandığı sevap kadar sevabı, o da aynen alır. Ama oruç tutanın sevabından değil, Allah ayrıca ona veriyor. Oruçlunun sevabı oruçlu tarafından alınıyor, fakat oruçluya iftar ettirene de Allah-u Teâlâ Hazretleri, o oruçlunun sevabı kadar ikinci bir sevap veriyor.”
Onun için, iftar davetleri güzel bir âdettir. Yapıyoruz elhamdülillâh… Müslümanlar tanıdıklarını, dostlarını çağırıyorlar, onlara iftar yemeği veriyorlar; güzel… Fakat iftarda dikkat edeceğimiz şey neydi? Akşam namazını makaslamamak! Akşam namazını camide kılmaya dikkat etmek, yemeği ona göre ayarlamak. Hafif bir şeyle orucu açtıktan sonra camide namazı kılıp, eve ondan sonra gelmek. Bu yemek yedirme güzel bir adet.
Sonra fukarayı gözetmek. Evlerine on kilo pirinç veya şu kadar para veya şu kadar yiyecek, giyecek, ihtiyaç malzemesi, hayır, sadaka veya zekât olarak bir şeyler vermek uygun olur.
Ayrıca inşallah önümüzdeki cuma konuşmamda üzerinde duracağım; dilini ibadetle, zikirle değerlendirmeli!.. Sabah-akşam, gece-gündüz, işte, yolda zikrullahla meşgul olmalı! Tevbe etmeli, istiğfar eylemeli, kelime-i tevhid (Lâ ilâhe illallah) çekmeli! Allah’tan cennetini istemeli, cehenneminden Allah’a sığınmalı, Peygamber sav Efendimiz’e salât-ü selâmı çok yapmalı! Bu günün saatleri içinde yapacağı işler.
Ayrıca ne yapmalı? Kur’an-ı Kerim’e sımsıkı sarılmalı ve Kur’an-ı Kerim’i çok okumalı! Okuması azsa öğrenmeye çalışmalı! Kuvvetliyse hatim indirmeye çalışmalı, mukabeleleri dinlemeli!..
Mukabele ne demek?.. Camide hafız okuyor, nereyi okuyacağı belli… Cemaat de ellerine Kur’an-ı Kerim’lerini alıyorlar, hafızın okuduğu sayfayı açıyorlar. Hafız ezberinden okuyor, ezberini kuvvetlendiriyor, kendisini denemiş oluyor. Cemaat de dinlemiş oluyor. Bilgili insanlar da hafızın hataları var mı, yok mu diye önde takip ediyorlar. Mukabele deniliyor buna.
Bunun da aslı esâsı nedir, nerden kaynaklanıyor?.. Cebrâil as Ramazan oldu mu, Peygamber Efendimiz sav’e her gün gelirdi; her gün Peygamber Efendimiz’le Kur’an-ı Kerim okurlardı. Rivâyete göre Peygamber Efendimiz okur, Cebrâil as dinlerdi. Başka bir rivâyete göre de Cebrâil (as) okur, Peygamber Efendimiz dinlerdi. Yâni ezberindeki Kur’an-ı Kerim’i Cebrâil as’la müzâkere ve mukabele etmiş oluyordu. İşte ondan dolayı, camilerimizde Kur’an-ı Kerim mukabelesi vardır. O güzel adetin devamıdır.
Onun için Kur’an-ı Kerim okumaya evde dikkat etmeli; camilerdeki mukabelelere gitmeli, onları güzelce dinlemeli!.. O usta, üstâd hafızlar o Kur’an-ı Kerim’i tecvidiyle, harflerin hakkını vererek, mahàric-i hurûfa dikkat ederek nasıl okuyorlarsa, oradan güzel okumayı öğrenmeye çalışmalı!..
Kur’an okumak, öğrenmek çok önemli… İlim öğrenmek, vaazlara devam etmek, vaizleri dinlemek, camilerdeki vaazları takip etmek önemli. Dinî bilgisini arttırma isteği olmalı!..
Bunun yanında tüm hayırların yanında şüphesiz en büyük hayırlardan biri de birinin İslam ile şereflenmesine vesile olmaktadır. Mahmud Esad Coşan hoca buna dair de Akra FM’de şunları aktarıyor:
Bir Kişiye İslâm’ı Anlatın!
Aziz ve sevgili kardeşlerim! Bir de son olarak hepinizden kuvvetle bir şey rica etmek istiyorum. Dergide de yazdım ve inşallah ikinci dergimizde de yazacağım: Bu Ramazan’da her kardeşimiz azmetsin, bir insanı İslâm’a çekmeye, kazanmaya çalışsın!.. Bu Ramazan’da adedimiz % 100 artsın!.. % 100 artmak ne demek?.. Herkes bir kişiyi İslâm’a çekerse o zaman sayı birden bir misli katlanacak, % 100 artmış olacak.
Yâni herkes bir kişiyi İslâm’a kazansa, bir Ramazan boyu uğraşıp iyi Müslüman haline getirse, Müslümanların sayısı iki misli olacak. Türkiye’de Müslümanlar zaten % 99 Müslüman, birer kişiyi de İslâm’a çekerlerse o zaman 60+60, 120 milyon – 125 milyon insan demek ki, Müslüman olacak.
Tabii Türkiye dışına taşma mânâsına da gelebilir bu; Türkiye içindeki gafil, cahil, aklı karışmış, yalan yanlış bilgilerle dolu, İslâm’ı bilmeyen, Kur’an’ı, hadisi bilmeyen insanlara da İslâm’ı doğru öğretmek tarzında da olabilir. Çünkü pek çok kimse İslâm’ı yanlış biliyor. İslâm hakkında kafasında bir takım vehimler var. Bir takım yalan yanlış sözler kafasına, kulağına girmiş, o da onu doğru kabul etmiş; ama İslâm’dan uzak bir yaşantısı var…
Bunları anlayabilirsiniz. Nerden anlarsınız? Bakarsınız namaz kılmıyor, bakarsınız oruç tutmuyor, bakarsınız:
“–Ben Müslümanım elhamdülillâh! Babam, dedem Müslümandı…” filân diyor ama hali İslâm’a uygun değil.
İşte onlara İslâm’ı öğretip, Allah’ın sevdiği çizgiye getirmeye çalışalım! Hepimiz bir insanı cehennemden kurtarıp, cennete girecek iyi insan haline getirmeye çalışalım…
Allah gayret, kuvvet versin… Bir insanı doğru yola çekerseniz, o insanın ömür boyu yaptığı bütün sevaplı işlerin, amellerin, ibadetlerin bir misli de size yazılır. Yâni aynısı size de verilir. Adam sizin çalışmanızla namaza başladı; kıldığı bütün namazların sevaplarının bir misli size verilir… Oruç tutmaya başladı; tuttuğu bütün oruçlarının sevabının bir misli size verilir… Zekât vermeye başladı; zekâtlarının sevabının bir misli size verilir… Hacca gitmeye karar verdi, umreye gitmeye karar verdi; onun sevabı kadar sevap size de verilir… Kur’an okumayı öğrettiniz; onun sevabı kadar sevap size de verilir… Yâni çok sevap kazanırsınız.
Onun için lütfen, biraz sırf kendiniz için Müslüman olmaktan daha ileri bir adım atın, başkalarını da Müslüman etmeye çalışın!..
Allah-u Teâlâ Hazretleri hayırlara muvaffak etsin… Mücahid müslüman eylesin… Sahabe gibi Müslüman olun… İslâm’ı yayıcı, irşad edici, dini cihana duyurucu, tanıtıcı insanlar olun… Allah sevdiği kul eylesin… Cennetiyle, cemâliyle müşerref eylesin…
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû…