Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Biyografi

Sultanü’l-Vâizîn: Tahir Büyükkörükçü

Ömrü boyunca ilim ehlinin daima destekçisi, Konya’nın manevi mimarlarından kâmil bir insan Tahir Büyükkörükçü’den bahsedeceğiz sizlere. Vaaz ve sohbetlerinde dinleyicilerine ilmi ve irfanı en güzel üslupla bir arada sunan, vaaz vermedeki mahareti sebebiyle “Sultanü’l- Vaizin” olarak tanınan, vaiz ve hatipler için rol model olan bu öncü âlimin hayatına gelin beraber bakalım.

Tahir Büyükkörükçü Mehmet Efendi ile Aliye Hanım’ın evladı olarak 1925 yılında Konya’da dünyaya gelir. Dünyaya geldiği yıllar, aziz milletimizin İstiklal Harbi’ni başarıyla gerçekleştirdiği aynı zamanda da yokluğun, yoksulluğun yaşandığı zor yıllardır. Büyükkörükçü ailesi de bu sıkıntılı günleri iliklerine kadar hisseder. İlköğrenimine Konya’da başlayan Büyükkörükçü ardından da Konya Erkek Ortaokuluna kaydolur. Bir yandan okuluna devam ederken bir yandan da ailesinin geçimine katkı sağlamak amacıyla Endazenin Mustafa isimli ilmi yönden kuvvetli bir kunduracının yanında çırak olarak çalışmaya başlar. Mustafa Efendi ahilik anlayışının bir uygulaması olarak bir yandan genç Tahir’e kunduracılık mesleğini öğretirken bir yandan da ona Kur’an’ı öğretir. Çıraklık günleri böyle devam ederken daha sonraları kendisinin de yıllarca vaaz vereceği Kapu Camii’nde İsa Ruhi Bolay’dan dinlediği bir vaaz, genç Tahir’i derinden etkiler. Vaazın peşi sıra ellerini açar ve şöyle dua eder: “Ya Rabbi! Bu vaaz veren hoca gibi olayım, nasip eyle.” Bu vaazdan sonra öyle etkilenmiştir ki ortaöğretiminin bitmesine az bir süre kalmasına rağmen resmî öğrenimini yarıda bırakır ve İsa Ruhi Efendi’nin yanında İslâm ilimleri tahsiline başlar. Karar vermiş ve hayırlı bir yola girmiştir artık. Var olan ders halkasından geri kalmış olmasına rağmen kısa bir sürede bu açığı kapatır. Geri kalmak şöyle dursun, başından beri derslere devam öğrencileri bile geçer. Vaktinde etmiş olduğu dua kabul olmuş olmalı ki çok sevdiği Ulum-i İslamiyye’yi böylece öğrenmeye başlar. Bu sırada Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu’dan hadis ve ahlâk, alanında ehil hocalardan ferâiz, Farsça, kıraat tahsil eder. 1942 yılında başlamış olduğu bu ilim yolculuğunu nihayet dört yıl sonra tamamlayarak icazetnamesini alır.

Kürsülerin Aranan Yüzü

Kursulerin Aranan Yuzu
Konya,Kapu Camii

1946-49 yıllarında askerlik vazifesini İzmir’de yapan Tahir Büyükkörükçü, bir gün Konya’ya izne gelir. İleride ismiyle özdeşleşecek olan Kapu Camii’ne gider, bakar ki hocası İsa Ruhi Efendi vaaz vermektedir. Öğrencisi Tahir’i o esnada gören hocası duygulanır ve “Tahir evladım! Bu kürsüde benden sonra sen konuşacaksın, bu kürsüde seni görmek benim en büyük arzumdur.” der. Hocasının isteği üzerine, emir edebin üstündedir terbiyesiyle yetiştiği için kürsüye çıkar ve vaaz etmeye başlar. Tüm Konya artık bu genç hocayı konuşmakta, ondan övgüyle bahsetmektedir.

Askerlik dönüşü 1950 yılında vaazlarına devam ettiği sırada bir vaazına denk gelen dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki, Tahir Hoca’nın vaazından çok etkilenir ve talimatı üzerine Büyükkörükçü’yü Konya merkez vaizliğine tayin eder. Vaizliğin yanı sıra gençlere İslâm ilimleri okutan Büyükkörükçü, 1951’de açılan Konya İmam-Hatip Okulunda Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu ile birlikte Arapça öğretmenliği de yapmıştır. Vaaz ve sohbetlerine gösterilen büyük ilgi üzerine ilk görev yeri olan Asrî Camii’nden Şerafettin Camii’ne nakledilen Büyükkörükçü, görevini sürdürürken Sanıoğlu Camii imam-hatipliğini üstlenmiş ve 1956 yılında da hafızlığını tamamlamıştır. 1957 yılında Atçekenler’den Fahriye Hanım’la evlenen Büyükkörükçü, 2003 tarihinde eşinin vefatı üzerine 2004 tarihinde de Aliye Hanım ile evlenmiştir.

Şer Sanılanın Ardındaki Hayır

1960 Darbesi’nden sonra baskılara maruz kalan Tahir Hoca hakkında “Bu adamın ipini ne zaman çekeceğiz?” gibi sözler yayılır. Hakkında soruşturmalar açılır fakat herhangi bir suç tespiti yapılamaz. Konya’da uyandırdığı dini heyecan nedeniyle yalnız kalması hedeflenerek soruşturmadan somut bir netice alınamadığı halde 1964 yılında tayini Burdur’a çıkarılır. Tahir Büyükkörükçü o günleri şöyle anlatır:

“Çok sıkıntılı günlerdi. Sebepsiz yere tutuklamalar oluyor, gidenlerden haber alınamıyordu. Bunlar beni de almaya gelirlerse kıyafetlerimi almama bile müsaade etmezler diye, sekiz ay boyunca çantam odamda hazır bekledim. Hakkımda çok imalı sözler duyardım ancak bir gün bile vaazımdan geri kalmadım.”

Tahir Hoca’nın Burdur’a olan tayini belki başlarda olumsuz bir durum olarak görülmüş ancak ayeti kerimede de buyrulduğu gibi: “Sizin şer gördüklerinizde nice hayırlar vardır.” Nitekim Burdur’da Hocamız vaaz ve sohbetleriyle halkın gönüllerinde taht kurarak nice hayırlara vesile olmuştur. Öyle ki Isparta ve Konya’dan Tahir Hoca’yı dinlemek, ilim ve irfanından faydalanmak için otobüslerle Burdur’a halk akın etmiştir.

Çorak Vadide Yetişen Gül

Tahir Hoca’nın Burdur hatıralarının en önemlilerinden biri de hiç şüphesiz verdiği konferans sonrasında Necip Fazıl ile tanışmasıdır. Nitekim kimseyi kolay kolay beğenmeyen Üstat, bu tanışıklığın ardından Tahir Hoca’yı çok sever ve onun hakkında o meşhur yazısını kaleme alır:

“Tahir Büyükkörükçü, şöhretini uzaktan duyduğum, fakat şahsıyla, eserini ve tesirini Burdur’da gördüğüm, öteden beri vasıflarını hayalimde yaşattığım üstün din adamının halis örneği… Öyle ki, insan, döküm işiyle elde edilebilen bir varlık olsaydı, Tahir Hoca’yı kumda açılmış bir kalıp gibi, model diye gösterebilirdim. Tahir Büyükkörükçü’yü, çölde, çorak vadide yetişmiş bir güle benzettim. Tevhid-i Tedrisat Kanunu sonrasında, Arapça okumak, din ilimlerini tahsil etmek şöyle dursun, Kur’an’ın bile yasaklandığı bir dönemde, böyle anlayışlı bir vaiz, söylediklerini, benim gibi güç beğenen birine bile dinletebiliyorsa, böyle kabiliyeti bir deha ve bunu İslâm’ın bir mucizesi olarak sayarım.”

Hayırlı Hizmetler

Hayirli Hizmetler

Tahir Büyükkörükçü 1965’te iktidarın değişmesi sonucu 1966 yılında sürgünle çıkarıldığı Konya’ya müftü olarak döner. Altı yıl devam etmiş olduğu müftülük yıllarında vaaz ve konferanslar vermekten geri kalmaz, üzerine hayırlı hizmetlerde de bulunur. Nitekim 1970’te en büyük ideallerinden birisi olan, komşuluk ilişkilerinin samimiyet ve ahlaki değerlerin en güzel şekilde yaşandığı bir mahalleyi arkadaşlarıyla beraber inşa ederler. Altı yıl süren müftülük görevinin ardından tekrar vaizliğe dönen Büyükkörükçü, 1973 yılında emekliye ayrılır ancak emeklilik bir köşeye çekildiği yıllar değildir. 1976 yılından itibaren irşad hizmetlerini Avrupa ülkelerine taşıyan Tahir Hoca, 1977 yılında Millî Selâmet Partisi’nden Konya milletvekili olmuş ve bu görevi de konuşmalar ve konferanslar için bir fırsat olarak değerlendirmiştir. Nitekim Tahir Hoca siyasi hayatı ile ilgili şu ifadeleri kullanır: “Zaman zaman siyasete atılmam için ciddi teklifler oldu. Siyaset alanındaki çalışmalarımızın vatan ve millet için çok faydalı olacağı söylendi. Her seferinde bu samimi tekliflere, Böyle bir şeyi hiç düşünmüyorum, ilmin içinde ve kitaplarımın gölgesinde öleceğim.” şeklinde cevap verdim. Sonra gördüm ki memleketimiz çeşitli badirelere sürüklenmek istenmekte ve necip milletimizi her gün biraz daha tedirgin eden korkunç hadiseler sahnelenmektedir. Buna karşılık vatan ve milletini sevenlerin gösterdiği gayret ve fedakârlığı, ıslahat ve kalkınma çalışmalarını görmezden gelemezdim.”

Tahir Büyükkörükçü 1980 Darbesi sonrasında faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınarak mahkeme kararı ile on bir ay kadar tutuklu olarak yargılanır. 1981 yılında serbest bırakılır ve yeni yasayla kendisine on yıl siyaset yasağı getirilir. Bu zorlu günlerinde “Bizim Rabb’imiz var, görüyor, duyuyor, biliyor ve her şeye kadirdir.” diyerek etrafındakilere tesellide bulunan Büyükkörükçü, beş yıl devam eden mahkeme neticesinde 1985 yılında beraat eder.

Kürsülerin Sultanı   

                                        

Kursulerin Sultani

İyilik yapmayı ve muhtaçlara yardım etmeyi kendine vazife sayan Büyükkörükçü, hayır yapmada önde olmayı sever, yakınlarına ve çevresine: “Nerede bir hayır işi varsa, sizin de katkınız olsun.” diye tavsiye ederdi. Konya’da bulunduğu dönemlerde hemen hemen her hafta ev sohbetleri yapar, sohbet sonunda ya bir öğrenci için, ya bir ihtiyaç sahibi için para toplama organizasyonu düzenlerdi. Prensibi gereği daima ilk önce parayı kendisi verir, herkesten daha çok veren olmayı arzu ederdi. Bu yolla birçok caminin inşaatına yardım edilmiş, minare ve çeşmeler yaptırılmış, hafızlığını tamamlayan öğrencilere umre hediye edilmiş, gençlerin evlenmesine yardımcı olunmuştur. Her anını irşad için bir vesile bilerek hizmetlerde bulunan Büyükkörükçü, dergi ve gazetelerde yazsa da kürsüden yaptığı irşad hizmetinin yerinin kendisi için hep farklı olduğunu vurgulamıştır. Vaazlarında önceleyip üzerine titrediği, ömrünü adadığı önemli husus vardı:   Allah ve Resulüne tam teslimiyet. Nitekim o, dünya ve ahiret saadeti için bu konuyu önemsiyor, insanlara da bu konunun ehemmiyetini anlatıyordu. Vaazlarında başta ehl-i beyt olmak üzere sahabeye büyük saygı ifadeleri kullanır, tasavvufa dikkat çekerdi. Kendisinin tasavvuftaki ölçüsü daima şeriat üzerineydi. Tasavvufa dil uzattırmaz, İslam’a uymayan hallere de asla itibar etmezdi. Öyle güzel ve etkili cümleler kullanırdı ki dinleyicilerin dikkatini daima canlı tutar ve hatta vaaz etmedeki mahareti sebebiyle “Sultanü’l- Vâizîn” olarak anılırdı.

86 yıllık bir ömrü ilim, irfan ve dine hizmet uğrunda geçirmiş olan Tahir Büyükkörükçü, 5 Mart 2011 tarihinde vefat etmiştir. Cenaze namazı ismiyle müsemma Kapu Camii’nde oğlu Abdurrahman Büyükkörükçü tarafından kıldırılmış ve on binlerce seveninin gözyaşlarıyla Üçler Mezarlığı’na defnedilmiştir. Yaşamındaki ölçüsü hep İslam olan Tahir Hoca, her birimize örnek olacak bir hayat yaşadı. Resulullah’ın (sav) ahlakını hayatına aktarmayı manevi feyzin ana kaynağı olarak gördü.  İlme ve insanlara hizmet etti. Kürsülere sultan, gönüllere konuk oldu. Maddi hiçbir karşılık beklemeden, dünyevi hiçbir makama talip olmadan sadece ve sadece Allah rızası için konuştu ve koşturdu. Böyle bir örnek hayat yaşayarak baki âleme göç eyledi. Rabb’imiz bizlere de böyle güzel bir hayat nasip eylesin.

Kaynakça:

  1. Büyükkörükçü, M. T. (tarih yok). Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Ağustos 3, 2023 tarihinde https://islamansiklopedisi.org.tr/buyukkorukcu-tahir
  2. Diyanet TV. (2020, Nisan 3). Ağustos 3, 2023 tarihinde https://diyanet.tv/oncu-alimler/video/tahir-buyukkorukcu–oncu-alimler-12-bolum
  3. Şahin, B. (2017). Vefat Yıldönümünde Sultan’ül Vaizin Tahir Büyükkörükçü. Akademik Sayfalar , 115-128.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu