El-Kindî: İslam Dünyasını Felsefeyle Tanıştıran İsim
Müslüman Filozoflar başlığıyla sizlere sunduğumuz ama konumuzun fazlasıyla derin ve geniş olmasından dolayı filozoflarımızı, onların hayatlarını, eserlerini ve görüşlerini sizlere kısaca aktarmaya yeni başlayacağımız (‘kısaca’ diye belirtmemin sebebi bu serimizin asıl amacının sizleri bu konuda bilgili yapmaya değil temel bilgileri verip sizlerde merak uyandırmaya çalışmak olmasıdır) serimizde her hafta bir İslam filozofunu sizlere tanıtarak ilerlemeyi ve serimizi nihayete erdirmeyi planlıyorum.
İslam Bilim ve Düşünce Tarihinin başrollerinden olan filozoflarımızı herhangi bir önem veya değer sıralamasına sokmak haddime olmadığı için kronolojik olarak sıralayıp onlar hakkında bildiklerimi, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Bu sebeple serimizde ilk olarak İslam’ın ilk filozofu diye bilinen Ya’kûb b. İshâk el-Kindi isimli filozofumuzu tanıyıp eser ve görüşlerinden kısaca bahsedeceğiz.
Kindî ve Bir Devrin Başlangıcı
Önceki yazılarımızı konumuza bir ön hazırlık olması için yazmış, felsefe ve düşünme kavramının öneminden bahsetmiştik. Bu yazımızla birlikte ise filozofları anlatmaya başlayacağız, sizlere okurken bana da yazarken kolaylık sağlaması için bundan sonraki filozof tanıtma yazılarımı belli bir düzene göre yazacağım. İlk olarak doğumu, hayatı, ailesi, nerede yaşadığı, eğitim aldığı veya verdiği yerler ve ölümü gibi biyografik bilgiler verdikten sonra kendisinin felsefi konulardaki genel görüş ve düşüncelerini, bu konularda İslam Felsefesi’ne kazandırdığı eserlerini sizlerle paylaşıp filozof hakkında okuma veya araştırma yapmak isteyenlere gerek kendi eserlerinden gerek de onu anlatan eser önerileri yapıp yazıyı sonlandıracağım.
Hayatı
Doğum tarihine dair kesin bir yıl bilgisi bulunmasa da döneme vâkıf alimlerin çeşitli tahminleri 796 veya 801 yılında Kûfe’de (Irak) doğmuş olabileceğini söylemektedir. İlk eğitimini (Kur’an ı Kerim, Dini bilgiler, Dil-Edebiyat) doğduğu ve gençlik yıllarının geçtiği Kûfe ve Basra’da alan Kindî, devamında eğitim için Bağdat’a gitmiş ve hayatının sonuna kadar burada kalmıştır. Soylu ve zengin bir aileden geldiği için yetim büyümesine rağmen hayatı refah içerisinde geçmiştir. 9 Abbasi halifesi dönemine yetişen Kindi, Halife Mu’tasım’ın oğlu Ahmed’in eğitimini üstlenmiş ve eserlerinin çoğunu bu talebesinin isteği ile kaleme aldığı rivayet edilmektedir. Ayrıca önceki yazımızda bahsettiğimiz Halife Me’mun tarafından kurulan Beyt-ül Hikme’de de tercüme faaliyetleri yürütmüştür.
Mu’tezile mezhebini devletin resmi görüşü sayan bu iki halifeden sonra gelen halife Mütevekkil Alellah Ehl-i Sünnet yanlısı bir politika seyretmiş ve bu da Kindi’nin gözden düşmesine ve son yıllarını saraydan uzak münzevi bir şekilde geçirmesine sebep olmuştur. Bu durumun sebebi onun Mu’tezile mezhebinden sayılmasından değil (çünkü onlarla zıt düşen birçok görüşü ve eleştirisi vardır) onlar gibi akla öncelik tanıyan felsefe gibi akıl ve düşünce ağırlıklı bir kavramın İslam’daki ilk temsilcisi olmasından dolayıdır ama Mu’tezile mezhebi mensupları gibi de tamamen akla öncelik vermemiş, gerektiğinde nakli aklın önüne almıştır, yani tabiri caizse akıl ve nakil arasında orta yolu bulan bir filozofumuzdur. Doğumu gibi ölümü hakkında da kesin bir bilgi bulunmayan Kindî’nin 860-70 yılları arasında vefat ettiği ve bu yıllardan 866 yılının olmasının muhtemel olduğu düşünülmektedir.
Felsefi Görüşleri ve Eserleri
İlmî ve fikrî açıdan İslam dünyasının en verimli döneminde yaşayan Kindî, bu alandaki çalışma ve tartışmaları en üst düzeyde yapan isimlerin başında gelmektedir. Çalışmalarının üst düzey olmasını sağlayan en önemli husus ise çalışmalarında kullandığı yöntem ile İslam dünyasında kelâmdan felsefeye geçişi sağlamış olmasıdır. Kindî’nin çalışmaları ve ortaya koyduğu eserler sadece felsefe ile kalmamış, aynı zamanda matematik, tıp, astronomi, optik, meteoroloji, psikoloji, ahlâk, kimya ve musiki gibi çok çeşitli alanlarda gelecek asırlardaki çalışmalara yol gösteren önemli eserler ortaya koymuştur. Kendinden önce çoğunlukla gayrimüslimlerin temsil ettiği bilim ve felsefe onun çabası, çalışmaları ve sayısı 277’yi bulan külliyatı ile el değiştirmiş ve bu iki olgunun yeni temsilcisinin İslam âlimleri olmasının yolunu açmıştır. Eserlerinin bazılarının Latinceye çevrilmesiyle ünü İslam dünyasının dışına çıkmış ve Ortaçağ Avrupası’nda tanınan bir âlim olmuştur. Kindî, Avrupa’da Alchindus olarak bilinmektedir.
İlk İslam filozofu ve Meşşai okulunun kurucusu olan Kindî, İslam Düşünce Tarihi’nin çok önemli bir geçiş hatta kimi âlimlere göre kırılma dönemi olan kelâmdan felsefeye geçişini başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş ve ilk İslam Filozofu unvanının hakkını vermiştir.
Kindî’yi Tanımak İçin;
- Felsefi Risaleler – Kindî – Klasik Yayınları (Kitap)
- Üzüntüden Kurtulma Yolları – Kindî – Diyanet Vakfı Yayınları (Kitap)
- Kindî ve Felsefesi – Osman Mutluel – Fecr Yayınevi (Kitap)
Referans Aldığımız Kaynaklar
- https://islamansiklopedisi.org.tr/kindi-yakub-b-ishak
- https://plato.stanford.edu/entries/al-kindi/
- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/508006
Eskilerden birçok arınmış filozof bu dünyadan soyutlanıp maddî nesneleri hiçe sayarak, kendilerini eşyanın hakikatini düşünme ve araştırmaya verince, gaybın bilgisi onlara açılmış, insanların içinden geçeni bilmişler ve yaratıkların sırrına vakıf olmuşlardır.