Kanada’da Bir Müslüman Restoranında Askıda İyilik

Beslenme, insan oğlunun var olduğu tarihten beri hayatın en temel olgu ve ihtiyaçlarındandır. Vücut fonksiyonlarının düzgünce sürdürülebilmesi, sağlığın korunması ve gelişimin sağlanması için besinlerin tüketimi muhakkaktır. Sahip olduğumuz onca sayısız nimet gibi karnımızı doyurmak da bir nimettir, lütuftur.

Şükrünü bazen hakkıyla eda edemediğimiz, burun kıvırdığımız yemeklerin malzemelerine dahi ulaşamayan onlarca insan var. Uluslararası gıda örgütlerince öğrendiğimiz verilere göre dünyada açlık çeken, yetersiz beslenen insan sayısı 821 milyon. Bu demek oluyor ki 9 kişiden birimiz bugün aç uyuyor, hayatını yetersiz beslenerek devam ettiriyor. Komşusu aç iken tok yatanı olgun bir Müslüman saymayan dinimiz, yüce kelamımız ve hadislerimizin ışığında bizleri daima sosyal yardımlaşma ve duyarlılığa çağırmaktadır.

Bugün sizlere bu davete kulak vermiş, gönülden icabet etmiş iki lokanta sahibinden bahsetmek istiyoruz. Yahya Hashemi ve ortağı Ala Abdelrazaq… Hikayelerine misafir olabilmek için kendimizi Kanada’nın Montreal kentindeki Müslüman restoranında buluyoruz. İşletmelerinin kapısına İngilizce ve Fransızca notlarını asarak parası olmayanlara yemek verebileceklerini duyurmuşlar. Onlar aç insanların yargılanmadan, sorguya çekilmeden güzel bir üslupla doyurulması gerektiğine inanıyorlar. Bu yüzdendir ki din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın kapıları herkese açık. Aç olduğunu belirtmeleri ücretsiz yemek alabilmeleri için yeterli bir sebep.

Restoranlarına koydukları bağış kutusu ile dayanışma halkasına müşterilerini de dahil etmişler. Kimi zaman 2 kimi zaman 120 dolara kadar gelebilen bağış destekleri ile yemeklerin masraflarını karşılıyorlar. Bu uygulamaları bizlere kadim medeniyetimizin asırlardan beri süregelen askıda ekmek yardımlaşmasını hatırlatıyor.

Yaptıkları güzel yardımlaşmanın sebebini ise inançlarının gereği ve Kanada’ya karşı hissettikleri vefa borcunu ödemek olarak gösteriyorlar. Ve böylece Türkiye Diyanet Vakfı’nın düzenlediği 2018 Uluslararası İyilik Ödülünün de sahibi olmuşlar. Yahya Hashemi ve ortağı Ala Abdelrazaq, yaptıkları bu merhametli iş vesilesi ile hayırlarda yarıştığımız bu dünyada bizler için örneklik teşkil ediyor. Anlıyoruz ki bu dünyadan bizim yanımıza kalacak salih amellerimizden biri olan infak, hayatımızın daima bir parçası olmalıdır. Atalarımızın az ve öz anlatımıyla “Ne verirsen elinle o gider seninle” …