Misafirperverlik ile İslam’a Giren Avustralyalı

İslamiyet’i kabul etmek ve salih amellerde bulunmak Müslümanlara diğer insanlardan farklı ve üstün birçok ahlaki değeri de beraberinde getirir. Yalan söylemek, doğaya ve insanlara zarar verici davranışlarda bulunmak haram sayılarak menedilirken hayır işlerinde bulunmak, güzel ve doğru konuşmak sevap dairesinde nitelendirilerek desteklenmiştir. Bu durumlar Müslümanlara ölümden sonraki hayat için kazanç olmanın yanı sıra İslamiyet’le henüz tanışmamış insanlar olumlu etkileşimlere de fırsat vermektedir (neden olmaktadır). Bu haberimizde de işi gereği Orta Doğu ziyaretlerinden birinde Müslüman halkın misafirperverliğinden etkilenerek İslamiyet dairesine adım atan bir Avustralyalı hakkında olacaktır.

Myles Hembrow, korsanlıkla ve uyuşturucu satıcılarıyla savaşmak için Avustralya Kraliyet Donanması ile Umman’da görevlendirilmiş olmanın, onun için İslam dünyasını açan sihirli pencere olduğuna inanıyor.

Ramazan Bayramı kutlamaları sırasında Müslümanların verdikleri davetlerden etkilendiğini ifade eder: “Beni şaşırtan ve etkileyen durum halkın misafirperverliğiydi. Ülkedeki yabancı savunma gücü olmamıza rağmen onlarla yemek yemeye davet ettiler.”

İslam’a geri dönüş yapmak

Avustralya’da Kafkasyalı bir ailenin çocuğu olarak doğan Hembrow, bir Katolik okulunda eğitim gördü. Din ve inanışlara karşı değildi fakat içerisinde büyüdüğü Hristiyanlıklık’ı hiçbir zaman doğru bulup benimseyemediğini belirtir:

”Teslis inancının doğruluğu şüphe etmeden kabul edemiyordum. Daha önce İslami olarak düşündüğümü, bu inanışa meyilli olduğumu hissediyordum ama şimdi bir çerçevem ve bir bağlantı noktam var.”

Avustralya İslami Bilimler Dergisi’ne göre Hembrow, İslam’a “geri dönen” az olsa da  giderek artan sayıda Batılı’dan biridir. Batılıların İslamiyeti kabul edişlerinden evlilik veya başka bir ilişkinin etkisi yaygın olurken Hembrow bunların dışında bulunan daha da küçük bir azınlığa dahil olmaktadır.

Müslüman oluşunu şöyle açıklar:

 “Genellikle Müslümanlıkla şereflenmemiz bir dönüşümdür, ancak İslam’da buna geri dönüş denir, çünkü doğal olarak kabul edilen şeye geri dönersiniz. Herkesin İslam’dan geldiği bir kavram, inkar edemediğimiz fıtrat kavramı vardır.”

İslam’ı İbadetlerle Hayatla İlişkilendirmek

Bugün Hembrow, günde beş kez namaz kılmak Ramazan ayında oruç tutmak ve hayır işleri yapmak da dahil olmak üzere İslam’ın şartlarını hem gözlemliyor hem de yerine getirmeye çalışıyor. Salih amellerin finansal yardımların yanı sıra hayatın içinde birine zaman ayırmak, aile bireyleriyle iletişimi güçlendirmek gibi her şey olabileceğinden etkilendiğini söylüyor:

“İnancım, insan ilişkilerinde ve kendimle kurduğum bağda daha önce orada olduğunu hissetmediğim benzersiz köprüler kurmama yardımcı oldu.”

Ayrıca Hembrow inanç anlayışında derinleşmek için haftada iki üç kez İslami İlimler derslerine katılıyor. Sydney Üniversitesi’nde tam zamanlı çalışırken Arapça öğrenmeye çalışıyor.

Hembrow şu günlerde imana olan sevgisini güçlendiren bir Müslüman topluluğuna dahi oluyor. Grup hakkındaki fikirlerini:

“Dürüst olmak gerekirse kiminle tanışırsam aynı sıcak, sevgi dolu kucaklamalarla karşılaşıyorum. Diğer Müslüman kardeşler  beni hemen içlerine dahil ediyorlar. Müslüman olduğumu söylediğimde özel bir ilgi görüyorum. Bunu hak ettiğimi hissetmiyorum ama onlar olağanüstü insanlar.” diyerek ifade etti.

Hembrow’un hidayete erişini canı gönülden kutlarken Müslümanlar olarak yaptığımız güzel yahut kötü davranışların İslamiyet’le tanışmak isteyen insanların üzerindeki etkisi hakkında bir kez daha tefekkür etme fırsatını buluyoruz. Kalplerimizdeki samimi inanışlarla doğruluk, adalet ve güzel ahlaktan yana olabilmeyi dileriz.