Muhacirlere Uzanan Yardım Eli: Boyacı Rüstem
“İyilik fidanını dik. Zamana bir parlaklık, bir güç kuvvet bağışla; susamışlara bir su ver, koruğa bir lezzet ihsan et.” diyor Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî.
Hayat, merhamet ve iyiliğin harmanladığı eylemlerle anlam kazanıyor. Diktiğimiz her bir iyilik fidanı bir başkasına nefes oluyor, gün geçtikçe daha da ihtiyaç duyduğumuz merhamet duygusunu yeşertiyor. Bunun için büyük atılımlar gerekmiyor. Ufak dokunuşlar, küçük adımlar çoğu zaman etkisi geniş bir iyilik halkasına dönüşüyor. Bu haberimizde sizlerle halka halka büyüyen bir iyilik hikayesinin nasıl bereketlendiğine şahit olacağız. Bakışlarımızı bu kez Elazığ’a çeviriyoruz.
Muhâcirlerin Elazığ’daki İlk Durağı: Rüstem Susalan
Rüstem Susalan, Elazığ şehirlerarası otobüs terminalinde baba mesleği olan ayakkabı tamirciliğini sürdürüyor. İhtiyaç sahibi ailelere kendi imkanları ve arkadaş çevresiyle yardım ulaştırıyor. Bu yardım faaliyetleri zamanla muhacirler arasında yayılıyor. Ve birbiriyle irtibatlı göçmenler, Elazığ’a gidenlere ‘Rüstem Usta’ya gitmelerini söylüyor. Susalan’ın dükkanı gitgide şehre yeni gelen muhacirlerin ilk durağı haline geliyor. Gelenlerin ihtiyaçlarını tespit ediyor, çevresine duyuru yapıp eşyaları temin ediyor, aileleri ziyaret ederek eksiklerini gideriyor.
Bir Hayır Kutusundan Bin Hayra Giden Yardım
Hayatını iyilikle taçlandırmış, dikkatini ve kalbini iyiliğe odaklamış birinin gayretine şahit oluyoruz. Rüstem Susalan’ın yardım çalışmalarını bir de kendi ağzından dinleyelim:
“Arkadaşlarla kendi aramızda bir hayır kutusu oluşturduk. Ona ayda bir kere bir miktar para atıyorduk. Daha sonra onu götürüp ailelere ulaştırdık. Topladığımız parayı kimin çevresinde ihtiyaç sahibi varsa tespit ediyorduk. Rencide olmasınlar diye yabancı biri aracılığıyla yardımları ulaştırdık. Daha sonra bir arkadaşın tavsiyesiyle İHH’ya katıldık. Ondan sonra dükkanımız sanki İHH’nın bir şubesi oldu. Yardım ettiğimiz için yeni gelen aileler, ‘nereye gitmemiz lazım’ diye sorunca ‘Rüstem Hoca’ya git’ diyorlarmış. Geldiklerinde ‘Ben yeni geldim, anahtardan başka hiçbir şey yok’ dediler. Notlarını tuttuktan sonra tanıdığımız insanlardan yardım alıp ailelere teslim ediyoruz. Bugüne kadar binin üzerinde aileye bütün eşyalarını teslim ettik.”
İyilik mütevazıdır, avazı çıktığı kadar bağırmaz. Lakin sessiz bir çekim gücü vardır. Çığırtkanlığı yapılmasa bile merhamete muhtaç gönülleri kendine çeker. Yeryüzünde merhameti kanatlandıran bir kuş gibidir. Kimilerini umudu sönmek üzereyken kanadı altına alır, kimilerini ise hayata tutunmak üzereyken. İyilik; umudu canlandıran, darda kalana nefes olan bir harekettir. Dünyadaki kötülükleri bitiremeyiz ama iyilikleri çoğaltabilir, mazluma kucak açabilir, bir başkasının ıstırabını dindirebiliriz. Çağın karanlık dönemeçlerine ışık olanlardan olmak duasıyla…