Müslüman Olan 6 Oryantalist
Hayatın bizlere ne göstereceği belli olmuyor. Dünün zalimleri bugünün mazlumları, bugünün mazlumları yarının zalimleri olabiliyor. Elbette bu mesele birçok alanda da geçerli. Hayat bir yolculuktan ibaret. Bu yolculukta karşımıza nelerin çıkacağını bilemiyoruz.
İşte bugünkü haberimizde hayatının bir kısmını gayrimüslim olarak geçirmiş ve doğu ilimlerini araştırırken İslam’ı bulmuş olan 6 oryantalistin hidayet öyküsünü sizlerle paylaşıyoruz. Keyifli okumalar dileriz.
Murad Hofmann
Hofmann, 1931’de Katolik bir ailede, Almanya’da dünyaya geldi. Eğitim hayatı oldukça başarılı olan Hofmann’ın, manen yüreği hep bir arayıştaydı. 1960’ta Harvard Üniversitesi’nde hukuk yüksek lisansını tamamlayıp Alman Dışişleri Bakanlığı’nda göreve başlaması, hayatının ilk dönüm noktası oldu.
Hofmann, sekiz yıldır bağımsızlık savaşı sürdüren Cezayir’e, 1962’de diplomat olarak atandı. Cezayir’deki Fransız yerleşimciler yerli halka, altı ay boyunca ateşkes yaparlarsa egemenlik kazanacaklarına dair bir anlaşma yapmıştı fakat bu süreç içinde ateşkesi bozdurmak, Cezayir halkını sözlerinden döndürmek için türlü işkenceler ve katliamlara başvurdular. Cezayir halkı ise büyük bir sabırla anlaşmalarına sadık kalınca onlardaki bu akıl almaz disiplin, Hofmann’ı derin düşüncelere sürükledi ve halktaki bu kuvvetin, onların inançlarından kaynaklandığını fark etti. Hofmann’ın bu tespiti onda büyük bir merak uyandırınca, merakını giderebilmek için Kuran’ı Kerim ile tanıştı.
1980 yılında Alman Dışişleri Bakanlığı, İslam ülkelerinde görev alacak diplomatları bilgilendirmek için İslam hakkında kapsamlı bir sunum düzenledi. O sıralarda Hofmann, oğluna anlamlı bir doğum günü hediyesi vermek için İslam’ı keşfetmesiyle alakalı önemli bulduğu her noktayı not alıyordu. Hofmann, eğitimde görevli Düsseldrof imamından bu notlarını okumasını rica etti. İmam, ertesi gün Hofmann’a, bu yazdıklarına inanıyorsan Müslümansın, deyince Hofmann: ‘Eğer bana Müslüman olduğumu söylüyorsan, öyleyim’ diyerek şehadet getirdi ve kendisine yıllar önce aralanmış olan bu hidayet kapısından geçmek nasip oldu.
Leopold Weiss (Muhammed Esed)
20. yüzyılda en önemli Avrupalı Müslümanlardan biri olarak görülen Esed, Avusturya Macaristan İmparatorluğu topraklarında yaşayan Yahudi bir ailede doğmuştur. Asıl adı Leopold Weisstir ancak Müslüman olduktan sonra asıl adının ilk hecesinin (Leo) anlamını taşıyan Esed ismini almıştır. Muhammed Esed, Yahudi bir ailede dini eğitimini almış ve bu nedenle İbranice ve Aramice’yi çok genç yaşta öğrenmiştir. 20’li yaşlarının ortasında ise İngilizce, Fransızca, Farsça ve Arapça okuyup yazabilecek bir duruma gelmiştir.
Filistin işgalinden sonra, Esed Filistin’e taşınmıştır. Burada bir Alman gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başlamıştır. Bu çalışmaları süresince Siyonist düşüncenin karşısında durmuş, bazı Siyonist liderler ile tartışmalara girmiştir. Arapların korkularını ele aldığı Siyonist karşıtı yazılar yazmış ve Arapları daha yakından tanımak için yaptığı çalışmalarda İslam ile de daha yakından ilişki içerisinde olmuştur. Bu da 1926’da Berlin’de İslam’ı kabul etmesini sağlamıştır. İslam’ı kabul ettikten sonra Esed ismini almıştır.
İslam’ı kabul ettikten sonra Suudi Arabistan’a gitmiş ve orada seyahatlerine devam etmiştir. Bu seyahatleri sırasında Prens Faysal ile tanışmış ve daha sonra bugünkü Suudi Arabistan’ın kurucusu olarak anılan Kral Abdulaziz ile tanışmıştır. Burada Suudi Arabistan için çeşitli görevlerde bulunduktan sonra Hindistan’a gider ve Muhammed İkbal ile tanışır. Muhammed İkbal’in Hindistan’dan bağımsız İslam devleti kurması fikrini kabul eder. Pakistan kurulduktan sonra 1947 yılında kendisine Pakistan vatandaşlığı verilmiş, Pakistan için çeşitli görevlerde bulunmuş ve Pakistan adına Birleşmiş Milletler’de temsilcilik yapmıştır.
Timothy Winter
Şeyh Abdulhakim Murad olarak da bilinen Winter, İngiliz Sunni Müslüman alim, araştırmacı, yazar ve akademisyendir. Kendisi Cambridge Muslim College’in dekanlığını yapmaktadır. Cambridge Üniversitesi’nde İslami Bilimler hakkında dersler vermektedir. Timothy, İslam ve Hristiyanlık ilişkileri üzerine çalışan bir oryantalisttir. İslamdaki ekstrem grupları ise İslam’a uygun olmadıkları gerekçesiyle reddetmektedir.
Royal Aal al-Bayt Institute for Islamic Thought’un yıllık olarak yayınladığı listeye göre Winter, dünyadaki en etkili 500 Müslüman arasında görülmektedir. Hatta daha sonraki yıllarda ilk 50 arasında görülmektedir. İslam’ı kabul ettikten sonra El-Ezher’de bir süre eğitim almış ve İngiltere’ye döndükten sonra Türkçe ve Farsça çalışmıştır.
Ingrid Mattson
Yedi çocuklu bir ailenin altıncısı olarak Kingston’da dünyaya gelen Mattson, Katolik kurumlarda eğitim aldı. Waterloo Üniversite’sinde Felsefe ve Güzel Sanatlar alanında lisans eğitimine başladı. Lisans hayatı sırasında değişim öğrencisi olarak Paris’e gittiğinde Batı Afrikalı öğrencilerle arkadaş oldu ve ilk defa Kur’an’ın okunuşuna şahit oldu. Burada İslam’dan çok etkilenen Mattson, Amerika’ya döndüğünde İslam’ı araştırarak Müslüman oldu.
Daha sonra akademik kariyerine devam etti. İslami Bilimler ve Hristiyan-Müslüman ilişkileri üzerine dersler verdi. Kuzey Amerika İslam topluluğunun başkan yardımcılığı ve başkanlığını yürüttü. Ekstrem dini gruplar üzerine toplumu bilgilendirme çalışmaları yaptı ve ayrıca farklı dini gruplar arasında pozitif ilişkiler kurmayı amaçladı. Dinlerarası çalışmalarından ötürü doğu dinleri ve toplumları ile ilgili detaylı araştırmalar yaptı. 2010’da New York Times tarafından Amerika’daki en etkili Müslüman kadın seçildi.
Khalid Yahya Blinkship
Her ne kadar yaşamı hakkında pek fazla bilgi bulunmasa da Khalid Yahya, pek çok seminer konuşmasına ve akademik yazıya sahiptir. Amerikalı bir tarihçi olan Khalid, İslam ve Orta Doğu çalışmaları üzerine odaklanmaktadır. Washington Üniversite’sinde tarih lisansı almış, Mısır’daki Amerikan Üniversitesi’nden İngilizceyi yabancı bir dil olarak öğretme üzerine master sertifikası aldıktan sonra Kahire Üniversitesi’nde İslam tarihi üzerinde başka bir master yapmıştır.
Jonathan Brown
İslami Bilimler üzerine çalışmalar yapan Amerikalı bir akademisyendir. Brown, 9 Ağustos 1977’de Washington’da doğmuş ve Anglikanik Hristiyan inancı ile büyümüştür. Daha sonra 1977 yılında Müslüman olmuştur. Doktorasını İslam düşüncesi üzerine tamamlamıştır. Başta kölelik olmak üzere birçok yazısı bulunmaktadır.
Brown, 19-20 yaşlarında İslam’ı kabul etmiştir. Önceden bunun yalnızca aileden gelen bir alışkanlıktan ötürü Hristiyan olduğunu, dindar bir yaşantı içerisinde olmadığını söylemekte ve üniversite yıllarında İslam’ı konu alan bir ders aldıktan sonra yıllardır inandığı tanrının aslında İslam’ın Tanrısı olduğunu keşfetmiştir. Ayrıca Brown, bu zamanda Muhammed Esed’in Mekke’ye Giden Yol adlı eserinde ve Esed’in kişiliğinden oldukça etkilendiğini söyler.
Ana dili olan İngilizce’nin yanı sıra Arapça, Farsça, Latince, Fransızca bilen Brown, Türkiye dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde akademik yazılarına yön verecek çalışmalar yapmakta ve bunlar doğrultusunda konferanslar vermektedir. Hadis, İslam Hukuku, Selefilik, Tasavvuf, Arap Dili gibi alanlarda çalışmalar yayınlayan Brown, son zamanlar Sahih-i Buhari’nin çevirisi üzerinde çalışmaktadır.