Bu içeriğimizde sizlere Barok döneminin özelliklerini taşıyan, yapı elemanları, strüktürü ve bezemeleri ile Barok mimari niteliğinde değerlendirilen camileri aktarmaya çalıştık. Camilere geçmeden Barok döneminin mimarisinden bahsedecek olursak;
Barok akımı; 16. Yüzyıldaki bir İtalyan sanat akımı olan Mannerist üslubun sonlarında başlamış, ortaya çıktığı zamanda Rönesans İtalya’sındaki sanata karşıt bir konumda yer almaktadır. Portekizce “Barroco” kelimesinden türediği düşünülen “Barok” kelimesi, anlam olarak güçlü forma sahip, kıvrımlıdır. Barok tarzı aynı zamanda İtalyan Federigo Baroccio’nun soyadından geldiği de düşünülmektedir. (Erarslan, 2016).
Barok tarzı, biçimsiz, değişken figürsel elemanlar içerir. Barok tarzındaki mimari eserleri; büyüklük, ihtişam ile göze çarpmakta, fıskiyeli havuzlar, görkemli heykeller, geniş bahçeler, duvar işlemeler gibi mimari unsurları barındırmaktadır. Barok tarzı mimari eserleri kavisli, oval, geometrik olmayan, asimetrik formlar içermektedir.
Barok tarzı, 16. Yüzyılın sonunda 18. Yüzyılın ortalarına kadar, sanat, mimari, iç ve dış mekan tasarımları gibi birçok alanda etkisini göstermiştir. Rokoko ise Barok tarzdan gelişen Fransa’da başlayarak Avrupa’yı aşarak yayılmıştır. Dolayısı ile Fransa ve İtalya Barok tarzın merkezleri olarak değerlendirilmiştir. Ancak bu tarzın etkileri Osmanlı’da özellikle 18. Yy’da görülmüş bu etkiyle meydana gelen mimari eserler zamanla kendine has bir tarz ortaya çıkarmış bu tarza Osmanlı Baroğu (Türk Baroğu) denilmiştir. Osmanlı Barok mimarisinde genellikle barok, rokoko ve neoklasik tarz karışık olarak görülmektedir. (Erarslan, 2016)
Osmanlı’da mimariye yansıyan Barok tarzı tabii ki camii mimarisine de yansımıştır. Bu yansımanın görüldüğü başlıca camiiler, Ayazma Camii, Nuruosmaniye Camii, Nusretiye Camii, Büyükmecidiye(Ortaköy) Camii, Küçükmecidiye Camii, Teşvikiye Camii’dir.
Ayazma Camii
Ayazma Camii, Barok dönemi camiileri arasında ilk olarak karşımıza çıkmaktadır. Üsküdar’da yer alan cami III. Mustafa tarafından annesi Mihrişah Sultan ve kardeşi Şehzade Süleyman için 1760 yılında yaptırılmıştır (Erarslan, 2016)
Cami kare bir plana sahip ve ana iskelet ve içerde ve dışarda 2 diğer alan olmak üçere 3 bölümden oluşmaktadır (Erarslan, 2016). Camii’deki on basamaklı ve yelpaze şeklindeki merdivenler Barok üsluptadır.
Barok üsluba sahip Ayazma Camii merdivenleri, Barok üsluba özgü olan kavisli ve oval formlar da camii de gözlemlenebilmektedir. Cemaat alanlarının her birinde orta bölmelerde kavisli tonozlar, yan bölümlerin kubbelerinde ise oval form görülmektedir. Aynı zamanda Mihrap, minber ve kürsü mermer ve çeşitli renkli taşların birleştirilmesi ile oluşturulmuş ve yine barok üslubun etkisi ile gösterişli biçimde yapılmıştır (Erarslan, 2016). Camii normal ölçüleri aşan yüksekliği ve heybetli görünümü ile de Barok üslubu yansıtmaktadır.
Nur-u Osmaniye Camii
I. Mahmud tarafından 1755 yılında inşa ettirilen camii, 18. Yy mimarisinde külliye özelliği gösteren yapısı ile önemli bir yere sahiptir.(Erarslan, 2016). Camii’nin iç mekanında geleneksel kubbe ve dörtgen geometri ile daha çok klasik dönemin etkileri görülmektedir. Dış mekanda ve planda ise Barok üslupta bir biçimlenme, strüktür ve eliptik (oval) bir tasarım söz konusudur (Erarslan, 2016) Nuru Osmaniye Camii planındaki yarı eliptik (oval) tasarım ile Osmanlı’daki ilk yarı eliptik plana sahip camii özelliği göstermektedir.
Yani klasik Osmanlı Camii mimarisinde avlu geometrik bir forma sahipken Nur-u Osmaniye Camii’nde kavisli bir avlu ile bunun farklılaştığı görülmektedir (UNESCO, 2022).
Barok etkisi ayrıca Ayazma Camii’nde de karşılaştığımız yelpaze şeklinde açılan merdivenlerde de görülmektedir. Merdivenlerde de yine oval form devam eder.
Nur-u Osmaniye Külliyesi; camii planı, parşömenler, yuvarlak pervazlar, dalgalı ve ağır kalıplı kornişler, içbükey ve dışbükey cepheler, yuvarlak kemerler, nişanlı sütunlar ile barok ve klasik üslubun harmanlandığı ilk dini eser özelliği göstermektedir (UNESCO, 2022).
Nusretiye Camii
Barok üslubunu yansıtan bir diğer cami Nusretiye Camii’dir. 1826 yılında II. Mahmut döneminde yapılan cami; Krikor Amira Balyan’ın eseridir ve 19. yüzyılda İstanbul manzarasında önemli bir yere sahip olmuştur. II. Mahmut, yeniçerilerin dağılışının anısına camiye “kutsal zafer” anlamına gelen Nusretiye adını vermiştir (Erarslan, 2016).
Caminin tasarımı Üsküdar Selimiye Camii tasarımına benzer. Cemaat alanının kubbeleri oval formda barok özelliği taşımaktadır. Ayrıca, kubbe kasnağının üzerinde dışa doğru çıkıntılı destekleyici payandalar, kubbe kasnağının dışbükey-içbükey kornişi ve minare balkonlarının bezemeleri tipik Barok unsurları olarak camide karşımıza çıkmaktadır. Camide diğer dikkat çeken özellikler zengin ve abartılı yapı elemanı ve büyük asma kemerlerdir. Camideki kıvrımlı kornişler ve caminin dışında yer alan sebil de gösterişli ve kıvrımlı formu ile barok üslubu yansıtmaktadır (Erarslan, 2016).
Büyük Mecidiye (Ortaköy) Camii
Büyük Mecidiye diğer adıyla Ortaköy Camii; farklı üslupların birleşimini ifade eden 19. yy eklektizminin önemli bir sembolüdür. 1853 yılında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan yapı, mimar Nikogos Balyan’ın eseridir. Cami, asma kemerler ile iki katlı olarak inşa edilmiş, döşemeler kavisli kornişlerle desteklenmiştir (Erarslan, 2016).
Yapıda içbükey ve dışbükey formlar birlikte kullanılmıştır. İncelenen diğer camilerde de olduğu gibi Ortaköy Camii de oval merdivenlere sahiptir. Camii’nin barok üslubu yansıtan en önemli özelliklerinden biri giriş holünün tavanındaki fresklerdir (Erarslan, 2016). Özetle Ortaköy Camii’deki içbükey dışbükey formlar; süsleme ve bezemeler ve freskler barok üslubun yansımaları olarak değerlendirilebilmektedir.
Küçük Mecidiye Camii
19. yy eklektizmin yoğun olarak görüldüğü bir diğer camii Küçükmecidiye Camii’dir. Camii, 1848 yılında Sultan Abdülmecid tarafından mimar Garabet Amira Balyan’a yaptırılmıştır. Cami, Ortaköy Camii’nin planını tekrar eder niteliktedir. Camide farklı olarak planda da görüldüğü gibi caminin önündeki Kasr-ı Hümayun (padişah kasrı), bir Barok üslup yansıması olarak uçları oval şekilde yuvarlatılmış iki dairleri bir kütle olarak karşımıza çıkmaktadır. Plandaki bu iki kanattan böylece iki farklı oda oluşturulmuştur. (Erarslan, 2016)
Tek kubbeli camide cephelerde yine barok üslubunda görülen içbükey ve dışbükey formlar hacimleri ile hareket hissiyatı vermektedir.
Caminin bir diğer önemli özelliği kubbenin dört köşesinde bulunan dekoratif kulelerdir. Bu kuleler yapının en göze çarpan plastik unsurlarını oluşturur. Diğer barok eserlerde ve bu yazıda yer alan camilerde de görülen akantus yaprak bezemeleri ile süslenmiştir.
Sonuç olarak; Barok üslubun 18 ve 19. yy’da etkisini gösterdiği, etkilerinin Osmanlı’nın başkenti İstanbul’da sınırlı kaldığı ve birçok mimari yapıya olduğu gibi cami mimarisine de oldukça fazla yansıması olduğu görülmektedir.
Kaynaklar
- Erarslan, A. (2016). Ottoman Baroque Architecture: Turkish Baroque. E. Ekinci içinde, Architectural Influences of Latins in the Ottoman Context (s. 282-319). Sofia: Kliment Ohridski University Press.
- whc.unesco.org/en/tentativelists/6122
- en.wikipedia.org/wiki/Ottoman_Baroque_architecture
- istanbultourstudio.com/things-to-do/nusretiye-mosque
- islamansiklopedisi.org.tr/ayazma-camii
- birsanatbirkitap.com/sanat/sanat-tarihi/barok-sanati-ve-ozellikleri