Ramazan Söyleşileri: Açe’de Ramazan
Farklı ülkelerde mübarek Ramazan ayının nasıl yaşandığını ele aldığımız Ramazan Söyleşileri serimizin bu seferki konusu: Açe’de Ramazan
Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Benim adım Şuayip Altun. Aslen Siirtli olup doğma büyüme İstanbulluyum. Evli ve 3 çocuk babasıyım. 9 yıldır İHH İnsani Yardım Vakfı’nda çalışıyorum. Yedi buçuk yıl Suriye Saha Koordinatörü olarak görev yaptım. 2 ay Asya’da bulundum. Daha sonra yeni görev yerim olan Endonezya’ya geldim. 1 yılı aşkın süredir İHH İnsani Yardım Vakfı Güney Asya Yetimhaneler Koordinatörü olarak görev yapmaktayım.
Ülkeniz ve insanları hakkında genel olarak neler söylersiniz?
Endonezya dünyada 4. en fazla nüfusa sahip ülke olması dışında (285 milyon) en fazla Müslüman nüfusa sahip olan ülke konumunda. 5 farklı dine mensup insanların yaşadığı Endonezya’da 300 den fazla dil konuşuluyor. Her dinin kendi ibadethanesi var. Kendi okulları ve mahalleleri var. Güney Asya’nın en büyük ülkesi olan Endonezya, yüz ölçümü olarak da çok geniş bir alana yayılmakta. Barındırdığı 27.000 adanın sadece 10.000’ne yakınında insanlar yaşıyor. Ve birçok adanın hâlâ kaydı bulunmuyor. Ülke nüfusunun %60’a yakını başkentin bağlı olduğu Java adasında yaşıyor. Ülke özellikle deprem ve sel felaketleri ile anılıyor. Ortalama yılda irili ufaklı 22.000 deprem oluyor. İnsanları sakinlikleri ile biliniyor.
O dönemki Açe Sultanlığı’ndan ve sınırlarından biraz bahsedebilir misiniz?
Öncelikle Açe, Osmanlı gibi yüzyıllarca Açe Sultanlığı adı altında büyük bir devletmiş. Altında Brunei – Malezya – Singapur – Sumatra adası ve Filipinler’in bazı adaları da bu devletin bir parçasıymış. 1569’lu yıllarda Portekizlilerin Açe Sultanlığı’na savaş açması ile o zamanki sultan İskender Muda Osmanlı’dan asker desteği ister. II. Selim yardım göndereceği sözünü verir ve en kısa sürede askerleri gönderir. Osmanlı askerleri ile Portekizlileri def eden Açe Sultanlığı, Osmanlı askerlerinin burada kalmasını ister. Bir kısım asker buraya yerleşir ve diğer bir kısmı İstanbul’a geri döner. Buraya yerleşen askerler, askeri eğitimler ve ilmi noktada fayda sağlar. Daha sonra burada evlenerek şu anda mezarlıklarının bulunduğu Bitay Köyü’nde yaşamaya başlarlar. Ve nesillerinden gelen evlatları hala burada yaşamaktadır.
Türk Osmanlı kabristanlığında mezar taşı olan 130 kadar mezar var. Ancak toplam mezar sayısının 200 civarında olduğu söyleniyor.
Pandemi ile birlikte Açe’deki Müslümanların hayatında neler değişti?
Malum korona her yerde olduğu gibi burada da etkisini gösterdi. Tabii diğer ülkelere göre burada yayılma biraz daha geç başladı. Ancak ülkenin nüfusuna oranla vaka ve ölüm sayısı tabii çok düşük elhamdülillah. Diğer yandan bizim bulunduğumuz Açe vilayetinde vaka ve ölüm oldukça düşük ve insanlar hayatlarına maske takmak dışında korona öncesi gibi devam ediyor.
Pandemide Açe’de Ramazan nasıl geçiyor?
Pandemi sebebiyle Ramazan’da önceki yıllarda yapılan etkinliklerin biraz yasaklanmış olması söz konusu. Ama genel itibari ile insanlar yol üzerlerinde tezgahlar açarak her yerde küçük çarşılar oluşturmuş durumda. Teravih namazları camilerde geniş katılımlarla kılınıyor. Önceki yıllarda Ramazan etkinlikleri ve programları, Kur’an okuma yarışmaları, araçlar üzerinde ramazanın gelişini kutlayarak her yerde süslemeler ve meşaleler yakılırdı. Tabii pandemi ile beraber bunlara kısıtlama getirilmiş durumda. Tabii bu anlattıklarımın bir çoğu Açe’ye özel bir durum. (Açe yarı özerk olduğu için, ülkenin almış olduğu korona yasaklarının tamamı Açe’de uygulanmıyor. Nedeni ise gerçekten Açe’de vaka ve ölüm sayısı ülke genelinin çok çok altında olması.)
Biraz da pandemi öncesindeki zamana dönelim. Normalde Açe’de Ramazan nasıl yaşanır Müslümanlar arasında? Bu konuda neler söylersiniz?
Ramazan’da yeme içme ile alakalı tüm yerler ve tezgahlar kapalı. İkindi gibi her yer açılmaya başlıyor. Dışarıda yiyen veya içen birini göremezsiniz. Eğer görülürse şeriat polisi hemen kendisini uyarır. Açe’de Müslümanlar dışında Çinliler de yaşıyor. Ama hiçbir sorun olmadan hepsi toplumun bir parçası olarak ve kardeşçe yaşamlarına devam ediyorlar. Çinlilerin büyük çoğunluğu Katolik ve kendilerine ait kiliseleri ve okulları var. Açeli olanların dışında bayanların açık gezmesi serbest. Ama sadece baş ve dizlerinden aşağı şort giyebilirler. Dekolte veya daha açık bir şekilde dolaşılması turistler için bile yasak.
Kültür olarak yemeği genellikle dışarıda yerler. Çünkü dışarıda yemek daha uygun oluyor. Bununla beraber iftarlar lokantalarda ve kafelerde açılıyor.
İftar sonrası kafe ve lokantalar kapanır. Teravih sonrasına kadar hiçbir yer açılmaz. Ramazan dışındaysa kafelerde ve lokantalarda mescid olmasından dolayı insanlar namazlarını orada kılarlar. Ama akşam namazında bütün dükkanların namaz sürecinde kapanması zorunlu. (Akşam namazı vaktinin kısıtlı olmasından dolayı)
Açe’de Ramazan’da herkes kadın, erkek, genç, yaşlı en yakın köylerin ve ilçelerin merkez camisinde teravihi kılarlar. Açe’de köy camileri ve merkez camiler var. Köy ve mahalle camileri namaz vakitlerinde aktifken, büyük camiler cuma, bayram ve teravih namazlarında daha aktif olarak kullanılıyor.
Hem Türkiye’de hem de Açe’de Ramazan ayını tecrübe ettiniz. İki Ramazan’ı kıyaslayacak olursanız neler söylersiniz?
Türkiye ile Açe arasındaki Ramazan farkı, insanlar Açe’de Ramazan ayında genellikle dükkanlarını sabah birkaç saat öğlene kadar sonra ikindi sonrası açıyorlar. Namaz vakitlerinden önce ve sonrası camilerde sürekli hatim okuyan insanlar görmek mümkün.
İftar için vazgeçilmez içecekleri Hindistan cevizi suyu ve diğer doğal meyve suları. Bunun yanında yöresel kek ve pastaları var. Zaten iftarı hafif kek, pasta ve içecek ile açıyorlar. Akşam namazı kılıp daha sonra yemeği yiyorlar. Tabii yemek kültürleri çok kısıtlı. Bizde çorba – ekmek veya pide, içecek, salata, pilav ve sulu yemek olurken, onlarda günde 3 öğün olduğu gibi iftarda da lapa (yağsız ve tuzsuz) pilav ve yanında tavuk veya balık oluyor.
Toplu iftarlar yapılıyor mu? Yapılıyorsa nasıl oluyor?
Bazı merkezi camilerde büyük iftar sofraları kuruluyor. Bizdeki gibi Ramazan çadırı kültürü yok. Bu iftarlara özellikle ihtiyaç sahipleri gelip iftarını açıyor. Bunun dışında köylerin kendi camilerinde verdiği iftar var ve diğer köyleri davet ediyorlar. O köyün kadınları ve erkekleri diğer köylerden gelenlere cami içinde ve bahçesinde sofralar kuruyor. Ve bu şekilde köyler birbirini ağırlıyor.
Ramazan’ın son on günü nasıl geçiyor? İtikâf ve Kadir Gecesi’ne dair neler söylersiniz?
Kadir Gecesi bizdeki gibi 27 Ramazan olarak değil Ramazanın 20 ile 30’u arasında eda ediliyor. Son 10 gün merkezi camilerde itikafa giriliyor. Ve itikafa girilen camilerde her gün iftar ya cami veya bir hayırsever tarafından karşılanıyor.
İmamlar Ramazan’da hangi konuları işliyor?
Ramazan’da özellikle büyük camilerde her gün sabah veya ikindi namazı sonrası sohbetler yapılıyor. Tabii hutbeler Ramazan ile alakalı oluyor. Ramazanın bereketi, istifade edilmesi, zekat ve sadakaların verilmesi konuları sürekli hatırlatılıyor.
Ramazan’la birlikte Müslümanların hayatında açıkça değişen şeyler var mı?
Ramazan ile insanlarda açıkça değişiklik gösteren durum, camilere daha fazla akın olması. İnsanların yardımlaşması, burada beyt el mal müessesinin dolaşarak insanlardan zekatlarını ve sadakalarını toplayarak ihtiyaç sahiplerine dağıtması diyebiliriz. Özellikle Ramazan’da sürekli iftar ve bakliyat yardımları insanlar arasında çok fazla göze çarpıyor.
Açe’de bayram resmi olarak tatil mi? Bayramı nasıl geçiriyorsunuz?
Bayram resmi olarak tatil. Tabii ülkede 5 farklı din olduğu için hepsinin özel günleri bayram ve resmi tatil olarak kutlanıyor. Bayramda şekerlere kağıt paralar sarılıyor ve gelen çocuklara ikram ediliyor. Tatlı kültürü bizimkinden biraz farklı. Daha çok meyve suları ve meyvelerden yapılan kekler ikram ediliyor. Çay kültürü olmadığı ve sıcak bir yer olduğu için su ve içecek ikramı var her yerde. Bunun dışında meyvelerden yapılan cipsler çok yaygın. Yemeklerde özellikle kaşık kullanmadıkları için cipsi tercih ediyorlar. Çünkü sert ve biraz büyük.
Diğer ülkelerdeki söyleşileri okumak için tıklayın: Ramazan Söyleşileri
Öylesine biri