Umuduyla Hayatını Aydınlatan Genç: Omar Alshogre

Bu yazımızda, hayatında zorluklar içerisindeyken umuduna tutunan bir gençten bahsedeceğiz. Omar Alshogre… Dirayetin, azmin, başarının, öğrenme aşkının, özgürlüğün ve umudun vücut bulmuş hali.

Bazılarımız zorluklar karşısında hayallerine tutunur, bazılarımız inancına, bazılarımız mutlu anlarına, bazılarımız sabrına, bazılarımız sevdiklerinin varlığına, bazılarımız ise umuduna. Peki, Omar Alshogre’nin tutunduğu dallar neydi? Şimdi Omar Alshogre’nin hayatına yolculuk ediyoruz, umut dolu bir yolculuğa… Keyifli okumalar.

Bir Cesaret Abidesi

27 yaşında olan Omar, insan hakları savunucusu ve motivasyon konuşmacısı olarak biliniyor.  Suriye’deki zorlu yaşamın içerisinde büyümüş birisi. 3 yıllık tutukluluğu sırasında uğradığı zorlukları, yapılan hak ihlalini iliklerine kadar hissetmiş birisi olarak bu yaşadığı zorlu deneyimi insanlara anlatmakta geri kalmamış bir cesaret örneği kendisi.

Zorlu Yıllarına Yolculuk

Omar Alshogre’nin zorlu süreci 15 yaşındayken başlıyor. 2012 yılında Suriye’de bulundukları köyde yapılan katliamda, Omar Alshogre’nin babası ve iki kardeşi gözleri önünde şehit ediliyor. Ve kendisi ve üç kuzeni de tutuklanıyor. Psikolojik ve fiziksel zorlukların yaşandığı bu yıllarda bitkin düşüyor. Peki, Omar Alshogre’yi bir anda ayağa kaldıran ne oluyor?

Umuda Adım Adım

“Öğrenmeye odaklandım, daha çok şey öğrenmek için çaba gösterdim. Doğruyu ve yanlışı ayırt etmek adına daha çok öğrenmem gerekiyordu. Dışarıdaki dünya ile bağlantım kesildiği için de öğrenmeye aç idim ve bunu da kendi olanaklarımı sağlayarak öğrenmeliydim. Öğrenme beni ayakta tutuyordu. Öğrenmek en büyük umudumdu.”

Burada görüyoruz ki Omar Alshogre’yi ayağa kaldıran en büyük etmenlerden birisi öğrenme aşkı. İnsanı en çok motive eden şeylerden birisi de öğrenmeye duyulan merak ve öğrendikten sonra duyulan mutluluktur. Bu duygu insana öyle güç verir ki büyük bir enerji kaynağı haline gelir zamanla. Aklıma Efendimiz’in (sav) şu sözü geldi: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Diğer yandan Einstein: “Hissedebileceğimiz en güzel duygu, bilinmeyen karşısındaki heyecandır” diyor. Bizler de görüyoruz ki Omar Alshogre için öğrenme aşkı, bir motivasyon kaynağı olmakla kalmamış hem ona umut olmuş hem de güç vermiş. 

Ona Tebessümü Hatırlatan Kuzeni Bashir

Omar Alshogre kuzeni için: “Mutsuz ve umutsuz yüzlere gülümseyerek bakıyordu.” diyor.

Kuzeni Bashir tutukluluk sürecinde şehit oluyor fakat Alshogre’nin kalbinde yer alıyor daima. Öyle ki Alshogre onu anlatırken “Bana umut oldu gülümsemem için.” diye bahsediyor. Kuzenine olan bağlılığı ve sadakatiyle Bashir’i tüm insanlığa duyurmaya çalışıyor.

Tebessümü Onu Güçlü Kılıyor

Zorlu geçen bu 3 yılın ardından nihayet tutukluluğu sona eriyor. Bitkin bir vücuda sahipken yüzünde gördüğü bir parıltıdan bahsediyor. O anlarını şu şekilde anlatıyor Alshogre: ” Yorgundum. Bu süreçte hiç kendime bakmamıştım. Aynaya baktım. Bu yorgun yüzde bir parıltı gördüm. Hala gülebiliyordum. Şu an hayattaydım ve büyük bir gülüşe sahiptim. Bu gülüş beni güçlü kılmıştı.”

Omar Alshogre’de de görüyoruz ki büyük sorunlar her zaman büyük çözümler gerektirmiyor. Bir tebessüm yetiyor belki de.

Hayatına Sımsıkı Sarılıyor

İlerleyen sürecinde tedavi oluyor ve sağlığına yeniden kavuşuyor. Daha sonrasında birçok televizyona röportaj veriyor, yaşadıklarını anlatıyor. Ardından İsviçre’ye yerleşerek hayatına ve öğrenimine burada devam ediyor. Üç dil öğreniyor. Kişisel hikâyesini paylaşmaktan ve Suriyeli vatandaşlara yardım etmekten vazgeçmiyor. Onların da yaşayan sesi oluyor adeta. Cesaretin örneği olan bu genç, birçok insana motive kaynağı oluyor.

Onun hikâyesi tüyleri diken diken eden, cesaretlendiren ve bir o kadar da umut dolu bir yaşam hikâyesi. Onun hayatından alacağımız çok ders var. “Ben Omar’ım ve ben özgürüm. Benim özgürlüğümü elimden almaya çalışma.” Onun bu cesaretini hissettikçe Hz. Ömer’in cesaretini anımsıyorum. Umudunu gördükçe iliklerime kadar umut doluyorum. Gönlümüzden, gönlünüzden umut eksilmesin kıymetli okurlar.