HaberlerCamiKanadaSuudi Arabistan

“Cennetin Birçok Kapısı Var” Camisi Kanada’da Sergileniyor

Kilise, tapınak, cami kısacası bir ibadethane düşününce aklımıza hep benzer geleneksel mimari örnekleri gelir. Ama öyle görünüyor ki bu algı ve alışılmış görüntü değişime uğrayacak. Camiler de bu sanatsal değişimlerin odağı oluyor. ‘Cennetin birçok kapısı var’ bu çarpıcı ve sanatsal camilerden biri.

Suudi Arabistan’ın kızgın kumlarında boşluğun her yeri kapladığı bu yerde ilk kez bu kutsal mabed inşa ediliyor. Eserin bitişi çağdaş sanata olan ön yargının da etkisiyle tartışma konusuna dönüşüyor. Ama caminin hikayesi bu kızgın kumlardan Kanada’nın ıslak çimlerine kadar uzanıyor.

Okyanus kokularının ciğerlere dolduğu bu parkta bir yanda koşan, piknik yapan, oyun oynayan insanlar bir yanda şeffaf görünümüyle bir cami yerini alıyor. ”Cennetin birçok kapısı var” iman ile modernite arasındaki zıtlığı yansıtırken bu eserle aynı zamanda dinin toplumdaki varlığına işaret ediyor. İnsanları İslamofobiden uzak bir havada dini düşünmeye teşvik ediyor.

Yeniden Düşün

Caminin de yer aldığı bienal “yeniden düşün” temasıyla ziyaretçilerinin yurt içinde ve yurt dışındaki sorunlara bakış açılarını gözden geçirmeleri gerektiğini hatırlatıyor. Cami özellikle kullanılan malzeme ve görünümüyle, haberlerde sayılardan öteye geçmeden anlatılan kitlesel göçler, mülteci krizleri, seyahat yasaklarının yarattığı tutsaklıklar ve huzursuzlukları çağrıştırıyor.

Yeniden Dusun

Bianelin yönetmeni Barrie Mowatt ise duygularını şu sözlerle ifade ediyor:

“Bu eser tam olarak odadaki fil, yani görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek. Houston’daki bir sergide görünce onu kendi ülkemde de ağırlamak istedim. Bu tam olarak hoşgörümüze karşı bir meydan okuma olacaktı, gerçekten çok kültürlü kabul edebiliyor muyduk, yoksa öyleymiş gibi mi davranıyorduk?”

Parkta beş vakit ezan okunan bir cami görevi de gören bu eser din ile dünya arasındaki duvarları da yıkıyor. Parkta yürüyen insanlar ayakkabılarını çıkarıyor, görünümüyle hapsedilmişlik hissi de yaşatan bu yapının içinde oturuyor. Bu değerli zaman diliminde hem ibadet eden insanlara şahitlik ediyor hem de Müslüman toplumun hapishaneler, barikatlar arkasında geçirdiği psikolojik zorlukları hissedebiliyor.

Kanadalı Mowatt eserle ilgili deneyimini şöyle anlatıyor:

“Güneşin ufukta kaybolduğu zaman bir Müslümanı dua ederken izliyordum. Ben kapıda duruyordum, namazdan sonra ışıkları söndüreceğim sırada adam ‘bu çok güzel bir deneyim, bu gerçekleşmiş bir hayal.‘ dedi. O zaman anladım ki bu sadece görsel bir sanat eseri değil  insanları birleştiren bir toplum kurucu.”

Öyle görünüyor ki eser Suudi Arabistan’da tartışmalara konu olsa da Batı dünyasında gayet başarılı bir imge oluşturuyor. Eser önümüzdeki iki yıl boyunca Kanada’da Vanier Park’da sergilenecek. Bu iki yıllık zamanda umarız daha çok ziyaretçinin gönlüne hoşgörü tohumları eker.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu