Mavi Kırmızı- Ramazan Kayan
Kitap tavsiyeleri köşemizde, İslam dünyasının kanayan coğrafyalarına yardım ve destek faaliyetlerinde bulunan Ramazan Kayan’ın kaleme almış olduğu Mavi Kırmızı eserine yer vereceğiz.
Öyleyse, dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar, Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken, öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz.
(Nisa, 74)
Bu ayete binaen yazarımız da kitabında Allah yolunda şehit olanlara tanık olmuş ve bu şahitliğini kaleme almış. Eserde yazarın bizzat yaşamış olduğu bir olay anlatılıyor. Mavi Kırmızı kitabında Mavi Marmara olayına, “Dava nedir?”, “Tevekkül ve teslimiyet nedir?” gibi sorulara cevaplar buluyorsunuz. Yaşamış olduğu olayı duygu yüklü satırlarla, az ve öz bir anlatımla aktarıyor yazar.
Filistin İçin İlk Adım
Ramazan Kayan öncelikle Mavi Kırmızı’nın kitap girişine Mavi Marmara ile başlıyor. Mavi Marmara gemisinin hareketinden önce yaşananlara değiniyor, gözlemlerini aktarıyor. Gemide yer alan insanların dualarıyla, gözyaşlarıyla, diktiği kazaklarla, kimisinin de kefen parasıyla destek olan bireyler olduğunu anlatıyor. Özetle yedisinden yetmişine her yüreğin Gazze için attığını söyleyebiliriz.
Yüzlerce insan, sadece insani duyarlılıkları dolayısıyla ve Gazze’de insanlık yara aldığı için salona toplanmıştı.
Birbirini anlamayan insanların aynı yürekten konuştuğu bir ortamda, tek yürekle yola çıkılıyor. Rotaları Gazze oluyor. Gazze için bizler ne yapabiliriz? Bu dava için elimizden ne gelir? sorularını yöneltiyoruz kendimize.
Mavi Kırmızı isimli kitapta da geçtiği gibi, anlam yüklü bu gemide derin tefekkürler ediliyor. İnsanlar hayatlarını sorguluyorlar. “Bu insanlık sınavında sınıfı geçenler ses veriyorlardı; insanlık ölmedi, umut yaşıyor. Biz buradayız, gemideyiz.” diyorlardı. Gemi, daha nice güzel anlara şahitlik ediyor. Umuda, insanlığa, tefekküre, uhrevi havaya, huşu ile kılınan namazlara…
Aynı zamanda nice hidayete şahitlik edilmişti. Hidayeti tadan biri şu sözleri aktarmıştı:
Benim Müslüman olmamı etkileyen, gemideki Müslüman arkadaşların gece kıldıkları namaz oldu. Gözyaşları içinde okudukları Kur’an, yaptıkları dua çok etkileyiciydi.
Evet, nitekim samimiyetle yaşanan imanın kokusu çevreye yayılmış ve nice gönlün hidayetine vesile olmuştu. Gemide her bir fert hizmet içindeydi. Gemi için hizmet denilince akla gelen ilk isimlerden birisi ise Furkan Doğan’dı. Yazarın belki de en çok üzerinde durduğu isimlerden olan Furkan Doğan; duruşuyla, varlığıyla, “Mahşer günü Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenecek gençler” tanımına uyuyordu.
Furkan Doğan’ın Şehadeti
30 Mayıs… İsrail’in engellemeleri, direniş ve şehadet… İsrail’in gemiye saldırmasıyla direniş başlamış, birçok kişi şehadet şerbeti içmişti. Furkan Doğan da onlardan biriydi.
Furkan Doğan’ın şehadetinden bahsetmişken kendisinden bahsetmeyi borç bilirim. Furkan Doğan, Türk yardım gönüllüsü. İsrail güçleri tarafından düzenlenen Gazze filosu saldırısında hayatını kaybeden en genç isimdir. İsrail’in yardım filosuna düzenlediği dokuz kişinin ölümüyle sonuçlanan baskının sembol ismi hâline gelmiştir.
Furkan Doğan, özlenen gençliğin müjdesi… Hayatını Müslümanca yaşayan birisi… Şehadetinden saatler önce şu cümleleri yazıya dökmüştür:
Kendisine küçükken ne olmak istiyorsun sorusu sorulduğunda ise, “Ben şehit olmak istiyorum.” diyor. Şehit olmak için Müslümanca yaşamak gerektiğini hatırlatıyor bizlere. Ömrünü hak yoluna adayan bu gencin vefatı şehadetle taçlanıyor. Aynı zamanda kendisinin şehadeti nice gönlün dirilişine, hidayetine vesile oluyor.
Velhasılıkelam 180 sayfalık Mavi Kırmızı kitabında birçok duyguyu derinden hissetmeniz mümkün. Az ve öz anlatımla kaleme dökülmüş bu kitapta; Mavi Marmara ruhunu, nice insanların fedakârlıklarını, dertleri ile dertlenmeyi ve kendinizi sorgulamayı öğreniyorsunuz. Yazar, Mavi Kırmızı kitabında son sözlerini Furkan Doğan ile tamamlıyor. Bizler de şu cümle ile yazımızı noktalayalım:
Nesillere, gençlere nasıl bir gençlik sorusunun cevabını sunan Furkan Doğan’ın derdi gibi dertlenebilmek duasıyla…İstifadeli okumalar.
Yolda olmaktan, hizmet etmekten mutluluk duyuyor. Kendisini; daima yazan, hayat boyu öğrenme gayesinde olan, insan olma yolunda çaba sarf eden ve umuda meftun birisi olarak tanımlıyor.