Ramazan Söyleşileri: Gürcistan’da Ramazan
Farklı ülkelerde mübarek Ramazan ayının nasıl yaşandığını ele aldığımız Ramazan Söyleşileri serimizin bu seferki konusu: Gürcistan’da Ramazan
Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
İsmim Raşit Bolkvadze. 1983 senesinde Batum’un Hulo ilçesinde doğdum. Nüfusunun yüzde doksana yakını Hristiyan olan Gürcistan’ın ağırlıklı olarak Müslüman nüfusa ev sahipliği yapan Acara bölgesindenim. Thilvana Lisesi’ni bitirdikten sonra 2004 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni okumaya hak kazandım. Üniversiteden mezun olunca tekrar Batum’a döndüm ve çeşitli derneklerde, vakıflarda görev aldım. 2015 yılından bu yana da TİKA Tiflis ofisinde çalışmaktayım.
On bir ayın sultanı Ramazan ayı Gürcistan’da nasıl karşılanır?
Tüm dünya Müslümanları gibi, Gürcistan Müslümanları da Ramazan ayını heyecanla karşılar. Hali hazırda misafirperver olan Gürcü halkı, ramazan boyunca akrabalarını, komşularını ve dostlarını sık sık iftar davetlerinde ağırlar. İftar sofralarında kimse yalnız olmaz istemez, kalabalık sofralar sevilir. Ramazan boyunca fakir ve yoksulları çokça hatırlarız. Davet edebildiğimizi soframıza davet ederiz, edemediklerimiz için gıda yardımları yaparız, paketler hazırlarız.
Toplu iftarlar verilir mi? Bu iftarlara gayrimüslimler de katılır mı?
Evet, elbette toplu iftarlar Acara bölgesinde Ramazan’ın olmazsa olmazıdır. Müslüman nüfusun olduğu tüm bölgelerde toplu iftarlar düzenlenir. Bu mübarek ayı gayrimüslimler de dâhil, evsizler ve kimsesizler daha çok sever. Çünkü bu toplu iftarlardan en çok onlar faydalanır. Acara bölgesinde hemen her yerde toplu iftarlar görebilirsiniz. Bu sofralarda kimse din ayrımı gözetmez. İftarlar herkese açıktır. Boynunda haç olan çocuklar ve yetişkinler görürsünüz, hepsi de son derece memnundur, mutludur. Bence bu tablo dünyanın pek az yerinde görülebilecek bir manzaradır. Gürcistan’da Müslümanlar ve Ortodokslar komşudur ve iç içe yaşarlar.
Peki, aynı şekilde gayrimüslimlerden Müslümanları iftara davet edenler oluyor mu?
Tabi oluyor. Komşuluk ve misafirlik Gürcü kültüründe çok önemlidir. O yüzden gayrimüslimler Gürcistan’da Ramazan ayında davet edildikleri iftar sofralarına katıldıkları gibi, kendileri de komşularını ve aile dostlarını iftarda ağırlarlar. Sofra hazırlarken helal gıda kullanmaya çok özen gösterirler.
Devletin Ramazan ayına yaklaşımı nasıldır?
Acara bölgesindeki yerel hükümetler ve merkezi hükümet her Ramazan ayında mutlaka toplu iftar düzenler ve bu iftar sofralarına devlet başkanlarının yanı sıra Hıristiyan din adamları ve bazı yabancı ülke temsilcileri katılır.
Türkiye’den gelen derneklerin ve kurumların düzenlediği iftarlar var mı?
Türkiye her anlamda Gürcü Müslümanlarının en büyük destekçisi oldu ve hala da oluyor. Elbette Ramazan ayında yapılan yardımlar artıyor, programlar düzenleniyor, yine toplu iftarlar veriliyor. Türkiye kendisini bu mübarek ayda daha fazla hissettiriyor.
Ramazan sofralarını hangi yiyecekler süsler?
Ramazan ayı gelmeden Müslüman Gürcü hanımları bir telaş sarar. Türkiye’de Karadeniz yöresiyle benzerlik gösteren bazı mutfak hazırlıklar yapılır. Kadınlarımız yufka açarlar, ev makarnası keserler, Türkiye’de silor veya sinor adıyla bilinen bizim sinori dediğimiz yöresel yemeği hazırlarlar. Ramazanda sofralarda hoşaf, ev yapımı meyve suyu olur, et kavurma hazırlanır. Ve Gürcülerin en meşhur hamur işi olan haçapuri yani peynirli ekmek bilhassa sahurda çok tüketilir. Annelerimiz gece erken kalkıp, bu lezzetli hamur işini ev halkı için özenle pişirirler, bizler de evi saran sıcak ekmek kokusuna uyanırız. Bu arada yeni yeni bizim fırınlarımızda da Türkiye’deki gibi pide çıkmaya başlıyor.
Camilerde ne gibi etkinlikler düzenlenir?
Gürcistan’da Müslümanlar da Hristiyanlar da Sovyet rejimi altında yıllarca dinlerini gizlice ve baskı altında yaşadılar. 1992 yılında camiler açıldığı andan itibaren, halk coşkuyla camileri doldurmaya başladı. Ramazan ayında, mümkün olduğunca namazlar cemaatle kılınır ve mukabele okunur. Bu gelenek biz Gürcü Müslümanlarına Türkiye’den gelmiştir. Kadınlarımız da camiye gelir mukabele okurlar, dualar ederler. Camiye gelemeyenler evlerinde toplanır, yine evde mukabele okurlar.
Babanız emekli müftü Bejan Bekir Hoca, Sovyet döneminde de Ramazan ayını yaşamış birisi. Ondan dinlediğiniz kadarıyla, o dönemde Müslümanlar için Ramazan ne ifade ederdi, nasıl yaşanırdı? Ne gibi zorluklar yaşarlardı?
Babam o dönemleri bambaşka duygularla anlatır. Önceleri komünist yönetim hiçbir ibadete müsamaha göstermezdi. İnsanlar kamusal alanda özgürce ibadet edemezdi. Komünistler okullarda çocuklara bilhassa Ramazan ayında şeker çikolata su verirdi ki oruç tutan varsa bozsun, bozmayanlar tespit edilsin. Okullarda hep Ateizm propagandası yapılırdı, çocuklar dinden soğutulmaya çalışılırdı. Buna rağmen herkes gizli gizli oruç tutardı, çocuklar daha hevesli kalkardı sahura.
Camilerin hepsi kapalıydı sadece bir tane cami açıktı, o da limanda ve Araplar gibi yabancılar için açık tutulan bir camiydi. Ama yerlileri polis içeri almazdı. Sadece bayram namazlarında yaşlılara izin vardı, gençler yine kabul edilmezdi. O yüzden insanlar evlerinde namaz kılardı. Yine de Ramazan’da imamlar evlerde toplanan Müslümanlara teravih kıldırırdı. Bazen komünistler gelir namaz kılanları yakalamaya çalışırdı. Çok zor zamanlardı. Her şey gizliydi, sahur zamanı perdeler sıkı sıkı kapatılırdı ki komünistler fark etmesin.
Bir de Müslümanlar bayramları çok kalabalık kutlayamazlardı. Komünistler hiçbir kalabalığa izin vermezdi. Evlerde toplanmaya çalışırdı Gürcü Müslümanlar. Lokumlar yapılırdı, hamur işleri yapılırdı, herkes bayram heyecanıyla pişirir taşırırdı. Ama şunun altını da çizeyim, yaşlılarımız diyor ki onca baskıya rağmen daha heyecanla daha coşkuya oruç tutulurdu, ibadet edilirdi. Şimdi o heyecanı göremediklerini söylüyorlar.
Gürcü Müslümanları Kadir gecesini nasıl eda eder?
Kadir Gecesi camiler çok daha kalabalık olur, cemaatin büyük çoğunluğunu da hanımlar oluşturur. Çoluk çocuk herkes teravih için camide bulunur. Teravih namazı kılındıktan sonra dualar edilir, tespih namazı kılınır ve hatim duası yapılır.
Türkiye’de de nice Ramazan geçirdiniz. Kıyasladığınız zaman Gürcistan ve Türkiye’de geçen Ramazanlar arasında ne gibi farklılıklar var?
Aslında benzerlik çok ama aklıma gelen ilk fark şu oldu, Türkiye’de Ramazan davulcusu olur, bu bizde yok. Ben ilk geçirdiğim Ramazan’da sokak iftarlarından çok etkilendim. Bizde toplu iftarlar çok sonra başladı. Gürcüler daha çok evde iftar vermeyi sever. Son dönemlerde yemekhanelerde, düğün ve toplantı salonlarında, camilerin hemen yanına kurulan çadırlarda iftar vermeye başladık, daha önce hep evlerde düzenlerdik. Türkiye bu konuda çok daha geniş çapta yapıyor iftar davetlerini. Her sokakta bir toplu iftar görüyordum.
Pandemi kısıtlamalarından Ramazan ayında da muhakkak etkilenmiş olmalısınız.
Elbette, pandemi sürecinde tüm toplu iftarlar iptal edildi. Bir süre insanlar birbirini de davet edemedi, gidip gelemedi. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Gürcistan’da da hepimiz bu süreçten olumsuz etkilendik.
Şimdi, Ramazan Bayramı’na gelelim, bayramda resmi tatil oluyor mu?
Maalesef hayır. Azerilerin çoğunluk olduğu bazı bölgelerde gayriresmî olarak tatil uygulanıyor ama Gürcü Müslümanlar olarak bayramda resmi tatil hakkımız yok.
Ramazan Bayramı’nı nasıl karşılıyorsunuz? Bayram geldiğinde neler yapıyor Müslümanlar?
Bir ay boyunca tutulan orucun, yapılan ibadetlerin, duaların ardından elbette tüm Müslümanlar gibi bayramı coşkuyla karşılarız. Ramazan ayının son günü evlerde tatlı hazırlıkları başlar. Biz Gürcüler Türklerin şerbetli tatlılarının aksine daha çok yaş pasta gibi tatlılar yaparız. Bayram boyunca herkes birbirini ziyaret eder ve çayın kahvenin yanında bu yaş pastalar ikram edilir. Ramazan boyunca olduğu gibi bayramda da gayrimüslimler Müslüman komşularını ve arkadaşlarını ziyaret eder, ikram edilen tatlılardan yerler yada kendileri pasta getirirler.
Şehirde oturanlar izin durumlarına göre köylerine gider, bayram namazını köyünde kılmak isterler. Akrabalarını, komşularını ziyaret eder. Mezarlıkları ziyaret eder, ölülerimiz için dualar eder, Fatihalar okur, evlerde helva kavururuz.
Bayram namazlarına çok önem veriyoruz, her camide bayram namazı kılınır ve bu namazlar tüm Müslümanları bir araya getirir. Biliyorsanız eğer hatırlatayım, bilmeyenler için belirteyim; Gürcistan’da bir de Azeri Müslümanlar var ve çoğunun mezhebi Şii’dir. Camiler ayrı da olsa, birbirimizle ilişkilerimiz gayet iyidir. Çok şükür bugün artık Tiflis’te merkez camimizde bayram namazlarında Şii ve Sünni Müslümanlar aynı secdeye baş koyuyor.
Sizlerden ve tüm Müslüman Gürcistanlı kardeşlerimizden Allah (cc) razı olsun. Nice Ramazanlara nice bayramlara huzurla ve ibadetlerinizi özgürce gerçekleştirebileceğiniz ortamlarla ulaşın inşallah.
Okur, yazar ve çizer.