Tuvallerine İslamiyeti Yansıtan Ressam: Sıddıqa Juma
Her ânımızda, ifade becerilerimizi kullanarak bağlarımızı yoklar ve fikir dünyamızın nabzıyla buluştururuz çevremizdekileri. Düşünce evrenimizin aynı olmayan sesleri, her birimizi ayrı tezgâhlara yöneltse de inancımızın kuvvetli bileği benzer manâları ortaya döker. Bu kez; tezgâhından manâya uzanan bir ressamı, Siddiqa Juma‘nın tuvallere yerleşmiş hayatını tanıyacağız.
Kur’an ve İslam’dan Beslenen Sanat
“Kuran ve İslam geleneğinin rehberliğinde, zengin bir dini ve kültürel mirası kutlayan bir sanat yaratıyorum.” diyen Juma için bir tuvali özenle kaplamak, onun kişisel tesbihi. Her bir parçasını resmederken büyük bir adanmışlık gösteren Siddiqa Juma, daha önce hacca gitmemiş. Ancak o kutsal ruhun ağırlığını ve bir o kadar manevi hafifliğini renklerin esintisine teslim ediyor.
Sekiz yaşında Tanzanya Darüsselam’daki evlerinin yakınında, başında meyve sepeti taşıyan bir kadının resmini çizdi. Böylece Siddiqa Juma, yerel bir gazetede ismini ilk kez duyurdu. Kendi deyimiyle ise böylece hayattaki yolu belirlendi. On üç yaşında İngiltere‘ye geldi ve göçmen bir ailenin çocuğu olarak tüm mücadelesine rağmen grafik tasarım eğitimini tamamlayamadı.
İnancın İfadesi
Hayatına ayrıca çocuklarının da sorumluluğu eklendiği bir dönemde, dergi yayıncılığı ve reklamcılık gibi işlerle uğraştı. Kendisi gibi sanatı sıcak bir yuva olarak görmekten men edilen çocuklar için kaliteli eğlence oluşturmayı umarak animasyon ve kitap yayıncılığına el attı. Onu resme yakınlaştıran bu girişimler, ona sanatın keskin tutkusunu hatırlatıyordu.
Eserleri Kur’an’dan Motifler Taşıyor
Parçalarını Allah’a küçük bir adak gibi gören Siddiqa Juma, şu anda dünyanın dört bir yanında müzelerde gururla barındırılan kadim Kur’an’ları akla getiren eserlere sahip. Öyle ki o resimlerinin canlılığını, inancının ona verdiği neşeyle konuşan estetik bir seçim şeklinde tanımlıyor. Birbirini izleyen göz alıcı renk katmanları, karmaşık tekrarlayan desenler ve kaligrafi ile karakterize edilen eserlerinden bir tanesi de Great Ormomd Street Hastanesi’nde bulunuyor.
Juma; karşı konulamaz bir özlemle kutsal şehre çekildiği bu yolculukta, klasik İslam sanatının taklidinden çok, özgün bir tarzın nefesi oldu. Ayrıca, çalışmalarından birinin halka açık olmasını arzulayarak 2014’te her kesimden insanın fırça darbesinden oluşacak bir eser projesini başlattı. Bu parçası 7.500 el tarafından boyandı.
Siddiqa Juma, inancının köklerinden duyduğu güçle harekete geçti ve dalları, birbirinden farklı iklimlerde çoğaldı. Böylece, yeşermek için yalnızca baharları beklemeyecek dirayetli bir sabrın örneği oldu.
Zeynep kızımıza teşekkürler gönlüne ve kalemine sağlık İnşaallah daha nice adanmış simalarla buluşturur diyor başarılar diliyorum